Kategori: Düşünceler

17
Eki
2008
Posted in Düşünceler

Ne İçin Yaşıyoruz?

Bu sorunun cevabını ararken değil de verirken geçiriyoruz hayatlarımızı. Herkesin hayatını kulluk potansiyeli sayesinde yaşıyor ve bu potansiyeli değişik mabutlara yönelterek çeşitlendiriyor. Kulluk ruhumuzda var. Fıtratımızın bir özelliği. Biz bu çoğunlukla neye yaradığını bilemediğimiz, nereye koyacağımızı şaşırdığımız özelliğimizi onlarca değişik puta yönelterek heba ediyoruz. Dünya…

03
Eki
2008
Posted in Düşünceler

Çorap Kokan Müslümanlık

Körler ülkesinin padişahına başka bir ülkeden hediye bir fil gelmiş. Körler filin başına toplanmışlar ve nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışmışlar dokunarak. Birisi filin ucu püsküllü ince bir hayvan olduğunu söylemiş. Birisi filin boru gibi bir hayvan olduğunu bir diğeri filin sütun gibi sert bir…

06
Eyl
2008
Posted in Düşünceler

Keşke Gelmeseydin Ramazan

Riyakârlık yapmanın âlemi yok. Ramazan ayı yine olanca sıkıntı ve stresiyle geldi çattı. Sene boyunca ara ara aklımıza gelmedi değil. Ramazan yine yaklaşıyor. Ne halt edeceğiz dedik kendi kendimize. Zamanı durdurmak mümkün değil tabi ki. Kaçınılmaz sonla karşı karşıyayız. Ramazan ayındayız.       Ramazan ayının iki…

28
Ağu
2008
Posted in Düşünceler

Kimin İçin Adalet?

Gelişmiş ülkelerin neden geliştiği, bizim neden geri kaldığımız üzerinde düşününce, yollar hep aynı kapıya çıkıyor: Adalet. Bir ülkenin gelişmişliğinin her şeyin ötesinde bir sebebi var. Bu sebep ne yeraltı kaynaklarının zenginliği, ne eğitim sisteminin mükemmelliği ne de ekonomik olarak çok fazla gelişmiş olması. Sebep hukuk…

22
Ağu
2008
Posted in Düşünceler

Bıyık

İki tane bıyıklı adam koşuyor. İki adam, iki bıyık, iki nefes. Bıyıklı adamlar ya da adamlı bıyıklar. Bıyıklar yola katılmış koşuyorlar. Şehrin dışında kalmış bir yol. Yol toprak. Adamlar bıyıklı. Koşu binlerce yıllık. Ekmeğin tarihinden eski. Önce koşmaya başladı insan çünkü. Sonra bıyık bırakmayı öğrendi….

21
Ağu
2008
Posted in Düşünceler

Gördüm Şafakla Doğup Gurupla Ölüyorsunuz

Her ölüm bir anı yitimidir aslında. Her ölen muhayyilenizin derinliklerine iner, anılarınızın içerisinden kendisinin de bulaştığı bir kısmını seçer ve hepsinin üzerine buruk bir tat bırakarak toprağın altına çeker sizi de. Her ölüm sizin de bir parçanızın ölmesidir. Soğuk bir akşamüstü içine sığındığınız bir yerde…

20
Ağu
2008
Posted in Düşünceler

Ayağını Uzatıp Yatma Fonu

Dört çiçek, dört yeni evin kapısının önüne yerleşmiş. Birileri çiçeklere bakıyor. Birileri koparmasın diye gayretkeş bir çaba içerisindeler. Gizli kameralar mı taksak, etrafına elektrikli ve dikenli teller mi çeksek diye istişare ediyorlar. Bilmiyorlar ki çiçekler koparılıyorsa eğer dışarıda olmalarının bir anlamı da yok. Çiçekleri koparan…

08
Ağu
2008
Posted in Düşünceler

Türk Dili

Yassı’nın -sı’sı ile yatsı’nın -sı’sı arasında ne fark var? Cevap veriyorum. Fark yok. İkisi de -sı, ikisi de ayrı yazılamayacak -sı’lardan. Türk dili kullanılmaya başladığından beri bu -sı’lar ayrı yazılmamıştır. Aynı şekilde ayı’nın -yı’sı ile sıkıntıyı’nın -yı’sının ayrı yazılamayacağı gibi. Türk dilinde hiçbir -yı, hiçbir…

04
Ağu
2008
Posted in Düşünceler

Türkiye Elitliği

Türkiye’de elit olmanın üç ayrı yolu var. Birincisi sermaye sahibi olmak, ikincisi siyasi olmak, üçüncüsü de sanatçı olmak. Bir dördüncü yol düşünüyorum, aklıma gelmiyor. Bu ülkede en fazla kıymet gören üç tane kesim var. Zenginler, siyasetçiler ve medya yıldızları. Bu ülkede bir bilim dalında başarılı…

01
Ağu
2008
Posted in Düşünceler

Eski Zamanlar

Şu zaman mevhumu olmasaydı da misketlerin orta yerine düşmüş bir misketle dağılmış misket kalabalıkları gibi dağılıverseydik olanca hızımızla bir hayat karayolunun çıkmaz sokaklarla bölümlenmiş bir kısmının en labirentvari köşeciklerine. Gençlik yok, yaşlılık yok, yaş yok, gözyaşı yok. Tüm tarihi içmek ister içeriden bir ses, başlasın…