Silkelenmek

Yaşadığım hayattan memnunum, yapıp ettiklerim beni tatmin ediyor diyebilen çok az kimseyle karşılaşmışımdır. Herkeste bir tatminsizlik, herkeste bir ne yaptığının ve ne yapması gerektiğinin bilincinde olamama hali var. Hayatlarımızı aynı rutin içerisinde sürdürüp yapmamız gerekenleri erteleyerek geçiriyoruz. Sabahları aynı saat alarmıyla uyanıp aynı refleksle saatin erteleme tuşuna basıyoruz. Beş dakika daha uyumak sanki bize bir şey kazandırabilecekmiş gibi. Beş dakika daha uyumak, beş saat daha oyalanmak, acil işi beş gün sonraya atmak, yıllardır yapmak isteyip yapamadıklarımızı daha sonraya ertelemek sanki aynı kalıptan çıkmışız gibi hepimizin ortak davranışı. Herkeste var olan bu ortak davranış toplumun da ortak davranışı olmuş. Türk toplumu olarak da bu davranış şeklinden muzdaripiz İslam ümmeti olarak da. Bugün dünyada ne Türkiye sözü geçer, önde gelen ülkelerden birisi ne de dünya Müslümanlarının esamisi okunuyor. Hepsi bizim ertelemelerimizden kaynaklanıyor.

Namaz kılmak aklıma gelen ilk örnek. Namaz kılmayan kime sorsanız bir gün başlayacağını söylüyor. Bugün değil, yarın değil, belki pazartesi belki de gelecek sene. Kesinlikle başlayacaktır fakat zaman mevhumu biraz muğlâktır. Asla bugün değildir, başka bir güne ertelenmiştir. Namaz kılanlara sorsanız Kuran okuyacaktır. Neden okumuyorsun dediğin zaman illa ki bir gün okuyacağını ve öğreneceğini söyler size. Bir türlü başlayamıyorum der ve nedenini anlatamaz. Bir gün muhakkak baştan sona defalarca okuyacak ve dinini en temel kaynağından öğrenecektir ama bugün değildir. Bir gün muhakkak ama bugün değil. Öğrenci ders çalışmaya başlayacaktır, kitaplarını düzeltsin, kalemlerini açsın, uygun bir vakit bulsun muhakkak başlayacaktır ama hiç bugün olmaz. Hep mehter marşıyla başlayacak bir günün hayalini kurar. O gün muhakkak kendisi için doğacaktır güneş ama o gün hiç gelmez. Hep ertelenir, hep ertelenir. İşçiden memura, esnaftan siyasetçiye kadar herkesin muhakkak bir gün yapacağı şeyler vardır fakat erteleme alışkanlığından dolayı kafalarındaki planları asla yerine getiremezler. Ara ara gelen gayretin neticesinde bir iki adım atarlar, kimsenin adım atmadığı bir düzlemde bir iki adım bile çok para ettiğinden biraz öne geçmiş olurlar ve orada kalırlar yaptıklarından tatmin olmuş olarak.

Ertelemenin birinci sebebi oyalanmaktır. Muhakkak vaktimizi tamamen alacak bir oyalanma sebebimiz vardır. Bu yazıyı okurken hatırlarsınız belki. Bilgisayar kullananların en sık yaptıkları oyalanma şekillerinden biridir. İnternette dolaşmayan, Facebook’ta geyik yapmayan, Twitter’de mesaj atmayan bilgisayar kullanıcıları sağ tıklayıp yenile yaparlar. Sağ tıkla yenile, sağ tıkla yenile. Ne güzel bir oyalanma şekli değil mi? Sana hiç faydası olmayan internet sitelerinde dolaş, sana hiç faydası olmayan boş muhabbetlerle vaktini geçir. Kişisel gelişimine katkıda bulunacak hiçbir adım konusunda gayretli olma. Sonra dünya niye ileride ben niye gerideyim diye kafanı duvarlara vur.

Silkelenmemiz gerekiyor, acilen silkelenmemiz gerekiyor. Saatin düğmesine basmadan uyanmak, başka bir güne bırakmadan ibadet etmek, sürekli bizi oyalayan saçma sapan işlerimizden sıyrılmak gerekiyor. Bilgisayarın düğmesini gerek yokken kapatmak, boş ve faydasız işlerden Allah’a sığınarak attığımız her adımın bize ve çevremize faydasını hesaplayarak oyalanmaktan kurtulmamız gerekiyor.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

2 thoughts on “Silkelenmek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir