Ferik

Ferik civcivlikten çıkmış fakat henüz yumurtlamaya başlamamış tavuklara verilen isim. Osmanlı ordusunun da bir rütbesi için kullanılmış eskiden. Biz Malatya’da aklı bir karış havada olan insanlar için de bu kelimeyi kullanıyoruz. Birisi hafiften zırvalamaya başladığında, dengesiz davranışlar gösterdiğinde, saçma fikirler ortaya attığında “ferik misin?” diye sormadan edemeyiz. Son zamanda medyada çıkan kıyamet haberlerini okurken de ister istemez benim aklımdan geçiyor bu kelime. Kullanımım da “feriklere bak” şeklinde oluyor.

Bu ferikleri iki ana gruba ayırıyorum kafamda. Gayrimüslim ferikler ve Müslüman ferikler. Gayrimüslim ferikler için söyleyecek pek bir sözüm yok. Dünyanın maneviyatsızlaşma eğilimine paralel olarak kendilerine sığınacak bir kapı arayan her bahtsız insanın yaptığı gibi olur olmaz her şeye atlıyor bu ferikler. Kendi ülkelerinin maddi çıkarları için dünyanın diğer köşelerindeki insanların acı çekmesine, ölmesine ses çıkarmayan Amerikalı, Avrupalı insanların insanlık gibi, iyilik gibi, kardeşlik gibi tüm insanlığın ortak manevi değeri olabilecek değerlere sarılmalarını ben zaten beklemiyorum. Dini değerlerini de zaten son birkaç yüzyılda üç kuruşa değiştikleri için nerede bir falcı, büyücü varsa onun peşinden koşmaları, putperestliğe merak sarmaları, yok olmuş kavimlerin inanışlarını canlandırmaya uğraşmaları normal. Kendisine hayrı dokunmamış Mayaların takviminden bu feriklere ne hayır gelir bilmiyorum. Bilindiği gibi kendi başlarına ilkel bir hayat yaşamakta olan Mayalar Amerika’nın keşfi ile birlikte büyük katliamlara uğramış ve yok olmuşlardı. Bugün bu kavmin kalıntıları Güney Amerika’da bir ülkede varlıklarını devam ettirseler de ben dedeleri ile genetik bir bağlarının kalmış olduğunu tahmin etmiyorum.

İkinci ve düşündürücü grup ise Müslüman ferikler. Yukarıda bahsettiğim maneviyatsızlaşma eğiliminden fazlası ile etkilenmiş olan bu grup ellerinin altındaki dinlerini araştırıp öğrenmek yerine kulaktan dolma bilgilerle yetindikleri için her türlü rivayetin etkisi altına girebiliyorlar. Mesih geldi Hıristiyanlığa davet ediyor deseler dinini değiştirecek kadar dinine yabancı bu grubun durumu diğerlerine göre daha içler acısı. Kuran’ı Kerim’in 112 yerinde kıyametten bahsediliyor. Birazcık düşünen bir Müslüman bu tür safsatalara kendini kaptıracağına açar, okur. Kıyametin bilgisinin yalnızca Allah katında olduğunu öğrenir ve ne zaman kopacağını merak etmek yerine kıyametin kopacağı o gün hakkın saflarında mı yoksa batılın saflarında mı olacağını merak eder. Kendi kişisel kıyameti olan ölüm her an gelecekmiş gibi hazırlık yapar ve bütün ömrünü buna göre yaşar. Bizdeki feriklerin dinleriyle alakaları dünya menfaati için Allah’a dua etmekten öteye gitmediği için kıyamet lafını duyunca da sığınacak bir limanları yok maalesef.

İnsan biraz ayık olmalı. Her önüne gelen söylentiye aldanmamalı. Tevekkeli değil bizim insanımız kendisini arayıp biraz dil döken dolandırıcıların hesaplarına para yatırabiliyor. Ne yazık ki saflık diyemiyorum ben artık böyle olaylara ancak cahillik diyorum. Kıyamet kopacak diye bunalıma giren insanımıza da saf demiyorum, “feriğe bak” deyip gülüp geçiyorum.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir