Önceliklerimiz

Kredi kartı ile taksitli alışveriş yapılmasına BDDK tarafından sınırlama getirildi. Bundan sonra kredi kartıyla çok taksitli alışverişler yapılamayacak. Cep telefonu ve benzeri elektronik aletlerden edinmek isteyenler para biriktirmek zorundalar. Altın satın alır gibi yapıp kolay yoldan kredi çekmek, taksit ertelemesi yapmak gibi küçük finansal uyanıklıklar yapmak da mümkün olmayacak. Bununla birlikte kimseye gelirinin dört katından daha fazla limite sahip kredi kartı da verilmeyecek. Taşıt kredilerinde en uzun vade 48 ay, ihtiyaç kredilerinde ise 36 ay olacak. Vatana, millete hayırlı olsun.


Bilinçli kart kullanımının faydalı olduğunu savunanlar olsa da toplumun geneline baktığımız zaman bilinç erdeminin fazla yaygın olmadığını fark ediyoruz. İnsanlar önceliklerini belirleme konusunda çoğunlukla yanılıyorlar. Beslenme, barınma, giyinme gibi ihtiyaçlar dururken teknolojiye para harcanması olmayan bir şey değil. Asgari ücretle çalışan birisinin gelirinin on katı limite sahip bir kredi kartına sahip olması neticesinde gelirinin üç katı değerdeki bir cep telefonu taşıması da sıradan bir hadise. İnsanlar önceliklerini kestiremeyince bu konuda düzenleme yapmak da devlete düşüyor tabi ki. Bu açıdan bakıldığı zaman BDDK’nın düzenlemesini takdir ediyorum.


Bankacılık ülkedeki en karlı sektör haline gelmiş durumda. Bankalar paradan para kazanarak sürekli büyüyor. Agresif pazarlama politikaları ile milletin kanını emen sülüklere benziyorlar. İhtiyaç kredisi mevsimlerine bakar mısınız? Yılbaşı kredisinden kurban kredisine, bayram kredisinden seyran kredisine kadar her kavramı kullanarak insanları etkilemeye çalışıyorlar. Günde şu kadarcık taksitle bu kadar para, ayda bu kadarcık ödemeyle şu kadar peşin para vaatleri taktiklerden bazıları. Bence bir dahaki BDDK düzenlemesi bankalara getirilecek bir “reklam yasağı” olabilir. Bugünkü halleriyle bankalar içkiden, sigaradan, kumardan daha fazla zarar veriyorlar insanlara. Kredi kartı bu bankacılık enstrümanlarının en zararlısı. Her eve, her cebe girmişler ve olmayan bir paranın harcanması insanların öncelik sıralamasını hakkıyla yapamamalarına sebep oluyor.


Kredi pazarı altın çağını yaşıyor. BDDK’nın düzenlemesi ile bir şey kaybedeceklerini düşünmüyorum. Yine de insanları borç altına sokmak için daha farklı yöntemler deneyecekler. Belki ciddi bir kar azalması durumunda medyayı, siyaseti ya da başka kurumları zorlayarak düzenlemeyi geri aldıracaklar. Sistemde büyük değişiklikler olmayacak. İnşallah insanlarda biraz uyanma olur da kendilerini borç altına sokmadan önce birkaç kez daha düşünürler.
Bu düzenlemeyi beğenmeyenler illa ki olacak. Ben bu durumda başta Nasreddin Hoca olmak üzere rahmetli atalarımızın güzel sözlerine sığınılmasını tavsiye ediyorum. Düdük çalmak isteyenler parayı nakit vermeliler, ayaklarını üşütmek istemeyenler yorgandan dışarı taşmamalılar ve elbette ayrana verecek paranın hesabını yapanlar cep telefonuyla ayran siparişi vermekten kaçınmalılar.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir