Nathaniel Hawthorne zamanının ilginç kişiliklerinden biriymiş. 1804 yılında doğan yazar asıl soyadı olan Hathorne’den hızlıca vazgeçmiş zira aynı soyadı taşıyan amcası cadı avlarıyla meşhur olan bir yargıçmış. Bu mirastan hoşlanmayan yazar yine de gizemle ilgili cadılıkla ilgili konulardan çok etkilenmişe benziyor. Eserlerini genelde bu temalar üzerine vermiş. Benim ilk okuduğum kitabı olduğu için daha fazla detay veremeyeceğim. 49 sayfalık küçük bir kitap, uzun bir öykü bu.
Güney İtalyalı genç bir adam, Govanni, tıp eğitimi almak için Podova adlı şehre gider ve bir oda kiralar. Kaderin cilvesi, bir komşusunun bahçesinde inanılmaz güzellikte çiçekler yetiştiriyordur ve güzeller güzeli de bir kızı vardır. Rappaccini’nin kızı. Gizem bu güzel kızın, Beatrice’in, genç adamın dikkatini çekmesi ile başlar. Kız güzeldir fakat çiçeklerle ilgili bir sorun var gibidir. Çiçekler de kız da zehirlidir aslında. Aşkının kölesi olan Giovanni de bir zaman sonra zehirli bir insan olduğunu fark eder. Bir nefeste canlıları yok edebilmektedir.
49 sayfalık bu küçük kitap Zeynep Avcı tarafından dilimize kazandırılmış ve Can yayınları tarafından basılmış.
