Nasrettin Hoca Fıkraları [Eflatun Cem Güney]

1957 senesinde Baha Matbaasından basılan bu eseri hemşehrim Eflatun Cem Güney hazırlamış. Masalcı olarak bilinen ve Anadolu’yu karış karış gezerek masalları derlemiş olan Güney sadece masalla iktifa etmemiş, halk kültürüne ait bulabildiği ne varsa kayıt altına almış. İyi de etmiş. Günümüze kadar gelebilmiş olan sözlü kültür öğelerinin çoğunda böylesi değerli insanların imzaları vardır. Bir masal, bir mani, bir şiir, bir türkü… Eflatun Cem Güney’lerin, Pertev Naili Boratav’ların, Tahir Alangu’ların, Naki Tezel’lerin, Şükrü Elçin’lerin hakları nasıl ödenir ki? Ancak ara sıra bu eserleri okuyarak ve bunları kültürümüze kazandıranları hayırlarla yâd ederek unutulmamaları için çaba gösterebiliriz.

Nasreddin Hoca Fıkraları kitabı, Eflatun Cem Güney’in onlarca eserinden bir tanesi. Türk kültürünün önemli şahsiyetlerinden birisi olan Nasreddin Hoca hakkında kesin bir bilgi yoktur fakat bugüne kadar yaşamış olan, sözüne itibar edilen, veciz ifadelerle insanları düşündüren ve bunu yaparken de güldürmeyi başaran herkes Nasreddin Hoca’dır aslında. Türk kültürü, dünyanın en kadim kültürlerinden biriyse bu kültürün bir ayağını savaşlarda kahramanlık gösteren yiğitler ve onların komutanları oluşturmuştur diğer ayağını ise halkın yetiştirmiş olduğu bilge kişiler.

Nasreddin Hoca fıkraları, çoğunu iyi bildiğim, bazısını bir kere olsa okumuş olduğum, bazısını da hiç bilmediğim fıkralardan oluşuyor. Yazarın anlatımında kullanmış olduğu değişik ifadeler, deyimler eseri daha da zenginleştirmiş.

“Yedi asırdır yedi dünyaya gülen adam! Ona her yerde bir beşik, her yerde bir mezar gösteriliyor ama, doğrusunu Allah bilir. Bizim bir bildiğimiz varsa, bugün de bir kolu maşrıkta, bir kolu mağrıpta ve ruhu ebedilikte bir yaştadır. Dünya durdukça duracak o! Hoca’yı bir ölmezliğe eriştiren güler yüzü, tatlı dilidir. Güler yüz gönlün yaylası, tatlı dil de o yaylanın baharıdır. Zaten adam dediğin ya yüzünden belli olur, ya sözünden. Karagülmez dediklerimiz kara bulut yüzlü, acı soğan sözlüdür. Oysaki, güleç insanların yüzlerinden nur mu nur dedin, nur akar; dillerinden de bal mı dedin, bal akar. Hele Hoca’nın sade yüzü değil, alnının ortası bile gülüyor.”

204 sayfalık eseri Yeditepe Yayınları basmış. O tarihlerde bir de Yeditepe Gazetesi varmış. Kitabın benim dikkatimi çeken bir yönü de imla, gramer, yazım hatalarının neredeyse olmayışı.

Ruhun şad olsun Eflatun Cem Güney.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir