Gece Yarısı Kütüphanesi [Matt Haig]

Güzel bir yemek yediğinizi düşünün. Ama tabağın bir ucunda kocaman bir ölmüş böcek olsun. O yemekten ne kadar tat alırsınız? Yemek ne kadar lezzetli olursa olsun aklınız o böcekte kalır. O böcek sizi tiksindirir, ne kadar aç olursanız olun ucundan bir parça alır kalkarsınız. Belki de hiç yemezsiniz.

Bu kitaba başladığımda lezzetli bir yemeğe başlamış gibi hissettim kendimi. Fakat devamında rastladığım şeyler beni kitaptan tiksindirtti. Yine de bir şekilde bitirdim. Kitabın anlattığı ana fikir, kurgusu, düzeni… her şeyini çok beğendim fakat kitabın kahramanının abisinin eşcinsel olduğunu sürekli vurgulaması beni rahatsız etti. Eşcinsellik normal bir şey değil ve bunun normal olduğunu anlatan her yayından şüphe ederim.

Nora, otuzlu yaşlarının sonunda ümitsiz bir kadındır. Parasız, pulsuz, işsiz ve kedisiz kaldığı bir günün sonunda intihar etmeye karar verir. Bir kutu hapı içtikten sonra kendisini bir kütüphanede bulur. Gece Yarısı Kütüphanesi. Bu kütüphane, Nora’nın hayatının farklı kararlar verseydi yaşayacağı hayatların hikayeleri ile doludur. Bir tane kitaba bakmasına müsaade vardır o da Pişmanlıklar Kitabı. Yanlış olduğunu düşündüğü kararları ve bunlardan duyduğu pişmanlıklar bu kitabın içerisindedir. Pişmanlıklarını kitaptan tek tek silerek, “acaba böyle yapsaydım ne olurdu?” diye aklına takılan tüm hayatları tek tek yaşamaya başlar. Her gittiği hayatta içine sinmeyen bir şey bulur.

“Ne kadar çok olasılık varsa, o kadar çok hayatın vardır. Farklı seçimler yaptığın hayatların vardır. Yaptığın farklı seçimler farklı sonuçlara yol açar. Tek bir şeyi bile farklı yapmış olsan farklı bir yaşam öykün olacaktı. Gece Yarısı Kütüphanesi’nde bu öykülerin hepsi mevcut.”

Her bir ayarı değiştirerek farklı farklı çıktılar elde edilen bir makineye dönüşür Nora’nın hayatı. Sonunda şu fikre ulaşır: Her şeyi olduğu gibi kabul etmesi gerekiyor. Pişmanlıkları da.

“Kuantum fiziğin çoklu dünyalar yorumu sonsuz sayıda farklı paralel evren olduğunu söyler. Hayatın her anında yeni bir evrene girersin.”

282 sayfalık Matt Haig adlı yazarın kitabı, Domingo Yayınları’ndan çıkmış. Çevirisini yapan isim Kıvanç Güney.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir