Doktorları Dövmeyin

Televizyonlarda ‘kamu spotu’ etiketiyle bazı kısa filmler yayınlanıyor. Geçenlerde ‘sağlık çalışanlarına şiddet’ temalı bir tanesine tesadüf ettim. Kısa filmlerle mesaj veriliyor olması çok güzel. Televizyonlar, dünya kadar lüzumsuz yayınlarının yanında bir de faydalı işler yapmış oluyorlar. Şiddete karşı yapılmış olan film de güzel fakat öznenin doktorlar olması biraz biçimsiz değil mi? Doktorları dövmeyin fakat avukatları dövebilirsiniz. Doktorları dövmeyin fakat mühendise, esnafa, memura, öğretmene atış serbest. Aman ha doktorlara el sürmeyin. Filmi yapanlar hedef kitlelerinin bilinçaltına nasıl bir mesaj verdiklerini düşünmüşler mi acaba?

Bu filmi ben çekseydim öznenin doktor değil de şiddet olmasına gayret gösterirdim. Şiddet, doktora gösterilince kötü, başkasına gösterilince iyi olmuyor. Bugün aile kurumunun çatırdaması sayesinde evinde eğitim alamayan insanlar eğitimlerini televizyonlardan, filmlerden, dizilerden alıyorlar. Buradaki şiddet içerikli görüntüleri de zihinlerine kazıyıp gündelik hayatlarında da uygulamaya başlıyorlar. Bu şiddetin yansıması hastanede doktora dayak atmakla kendini gösterirken adliyede avukat, şantiyede mühendis, evde eş ve çocuklar şekillerinde tezahür ediyor. Gazetelerin üçüncü sayfalarında kendine yer bulan şiddet haberlerinin yanında bulamayanlar da var. Şiddeti çözmek için kısa film yapmak yetmez. Şiddeti çözmek için insanların bilinçaltlarına sadece bir meslek grubunu şiddetin dışında bırakmaları için mesaj göndermek de yetmez. Şiddeti çözmek için işin kaynağına inmek, ailenin ilk eğitim yeri olduğu ve insanların günde on saat televizyon karşısında olmadığı bir toplumu canlandırmak gerekir.

Her mesleğin kendine göre avantajları ve zorlukları var. İnşaatta çalışan adam da rızkını peşinde hastanede çalışan da. Kimse kimseden üstün değil. Herkes Allah’ın takdir ettiği bir zekâyla hayata başlıyor ve yine O’nun takdir ettiği bir rızkın peşinden koşturuyor. Bir adam ekmeğini kazanmak için yerin kat kat altına girip orada canını teslim ediyor ekmek parası için. Şiddet bir zalimlikse insanların ekmek paralarını can güvenliklerini riske ederek kazanmaları daha büyük bir zalimliktir. Hiçbir mesleği diğerinden ayırmamak gerekiyor.

Hastasınız, hasta yakınısınız. Hastalığı veren de Allah, şifayı veren de Allah, canı alan da Allah. Bunda doktorun yapacağı bir şey yok. Kaba kuvvet kullanmak büyüklük değil küçüklüktür. Kaba kuvvetin kullanıldığı yer her neresi olursa olsun gösterilen kuvvet büyüklüğün değil küçüklüğün yansımasıdır. Acziyetin, karaktersizliğin, zayıflığın yansımasıdır. Bu yüzden kaba kuvvet kullanımının eleştirisi hastaneye mahsus değil tüm sosyal hayatı içeren bir eleştiri olmalıdır. Bu tür mesajları bir meslek grubuna indirgemek yerine daha geniş perspektife taşımak ve kaba kuvvet kullanımını özendiren her türlü yayına yasaklar getirmek gerekir.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan