Doğu Türkistan’ı Unutma

Gazze’de soykırım dünyanın gözlerinin önünde adeta dünyaya meydan okurcasına sürüyor. Vicdan sahibi insanlar Amerika’sından Fransa’sına, Japonya’sından İngiltere’sine kadar sokaklara dökülerek ya da sosyal medya kullanarak bu soykırımı protesto ediyorlar. Demek ki vicdan sahipliğinin dille, dinle, ırkla alakası yokmuş. Gerçek vicdan sahibi Yahudilerin arasından da çıkabiliyor. Düşman olmamız gereken Yahudiler, Amerikalılar ya da batılılar değil, bir zihniyet ve o zihniyetin ürettikleridir.  

Küresel sermaye yeryüzünde dilediği gibi at koşturuyor, dilediği zalimliği yapıp insanları istediği gibi yönetiyor. Sermaye birikiminin farklı yerlerde de olması farklı güç odaklarını oluşturuyor. Bugün Çin ve Rusya da oyunda var olduklarını çeşitli yollarla dünyaya gösteriyorlar. Rusya bugün İsrail’in yaptıklarının kabul edilemez olduğunu beyan ederken bir yandan da Ukrayna’ya saldırmaya devam ediyor. Çin, İsrail ile Filistin arasında arabulucu rolü oynamaya çalışırken bir yandan da Doğu Türkistan’daki soykırımına devam ediyor. 

Mazlumların kaderi yok sayılmaktır. Düşmanı Amerika olanın, Rusya olanın, Çin olanın kaderi yok sayılmak, görmezden gelinmek ve unutulmaktır. Rusya Ukrayna savaşı üçüncü yılına girerken artık haberlerde eskisi kadar yer bulmuyor kendine. Doğu Türkistan’ın medyada izi tozu yok. Korkarım Filistin’in kaderi de aynı olacak. Soykırım devam ettikçe insanların vicdanları ile iletişimi gittikçe azalacak ve zaman içerisinde unutulup gidecek yapılmakta olan zalimlikler. Mazlumların kaderi unutulmaktır. 

Doğu Türkistan’da yıllardır süregelen soykırımdan bahsetmek istiyorum. Dünya Müslümanları hazır ayaktayken bu konuyu da gündeme getirmeliler. Çin, her geçen gün buradaki insanların sesini kesme hızını artırıyor. Büyük toplama kampları inşa ederek eli silah tutabilecek, kendisine karşı durabilecek erkekleri bu kamplara topluyor. Esir aldığı erkeklerin evlerineyse Çinli erkekleri yerleştiriyor. Milyonlarca Müslüman barındıran bu coğrafyada Uygur Türkleri öldürülüyor, hapsediliyor ya da tecavüze uğruyorlar. Çok hızlı bir şekilde neticeye ulaşacak bir asimilasyon politikası uygulanıyor bu coğrafyada. Ne yazık ki çok yoğun bir tecrit uygulandığı için buralardan yeterince haber alamıyoruz ve Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi de bu yüzden gündemimize alamıyoruz. Yoğun baskılar ve işkenceler sonucunda buradaki Müslüman nüfus, güneşin önündeki kar gibi eriyerek yok oluyor. 

Son zamanlarda gemi azıya almış olan Çin hükûmeti gözünü bu insanların ibadethanelerine dikmiş durumda. İbadet edecek insanın da kalmadığını düşündüğüm bu coğrafyada vahşice camilere saldırıyorlar, mescitleri yıkıyorlar. İsrail’e ateşkes çağrısı yapan Çin hükûmetinin samimiyetinin derecesini bu yaptıkları ile değerlendirebilirsiniz. Uyguladıkları tecritten dolayı çok rahat hareket ediyorlar ve önümüzdeki birkaç yıl içinde Doğu Türkistan halkını tamamen yok etmiş olacaklar. 

Mazlumların kaderi terk edilmek olmasın. Gönül istiyor ki mazlumlar hiç unutulmasın. Ne yazık ki günümüzde mazlumlar sadece sinema filmlerinde kazanıyorlar. Gerçek hayatta ise kazananlar hep kötüler. Biz yine de kötülüğe karşı elimizden geleni yapalım, yani sadece dua edelim. En azından hatırımızda tutalım kötülükleri. Gündelik eğlencelerin bize bunları unutturmasına müsaade etmeyelim. Gazze’de soykırım var, sabinin sübyanın üzerine bomba yağdıran zalimlerin elinde inliyor Gazze. Doğu Türkistan’da soykırım var. Tecrit edilmiş bir halk her gün daha fazla yok oluyor.

2 Ocak 2024 Net Haber yazım

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir