Başkanlık Sistemi

Halkın iradesi ile başa geçen hükümetlerin şekillerini belirleyen kuvvetler ayrılığının nasıl uygulandığıdır. Önce kuvvetler ayrılığı nedir ya da kuvvetler nedir sorusuna cevap verelim. Modern devletlerde egemenliğin üç ayrı bölümü olduğu düşünülür. Bunlar yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerdir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir vecizesi hemen aklınıza gelebilir. Evet, egemenlik gerçekten de milletindir fakat bu egemenliğin millete ait kalabilmesi için millet adına birileri tarafından kullanılması gerekir. Bu kuvvetler tek bir kişinin eline geçerse egemenliği milletin elinden alıp sistemi krallığa/padişahlığa çevirme ihtimali vardır ki buna engel olunması için modern devletlerde egemenlik bölümlere ayrılır. Bugünün Türkiye’sinde yasama gücü millet adına TBMM tarafından kullanılıyor, yürütme gücü Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanı tarafından kullanılıyor ve yargı bağımsız mahkemeler tarafından yine Türk Milleti adına kullanılıyor.

Çok basit ifade edecek olursak, meclis yasa yapar, bakanlıklar uygular, mahkemeler denetler.

Bunda ne var işte sistem tıkır tıkır işliyor diyenler olabilir. Fakat ne yazık ki sistem tıkır tıkır işlemiyor. Bizim egemenlik paylaşımı girişimlerimiz ne yazık ki sürekli sekteye uğramış tarih boyunca.

Padişahlık döneminde yasayı yapan da uygulayan da denetleyen de padişah. Bütün kuvvetler tek bir kişinin elinde. Biraz aklı erenler bu yetkiyi almak için uğraşmışlar fakat millet adına mı kendi adlarına mı tartışılır. Alıp kendi adlarına uyguladıkları için farklı diktatörlük şekilleri padişah ve güç odakları arasında el değiştirerek uygulanmış. Bir bakıyorsunuz İttihat ve Terakki gücü eline geçirmiş bir bakıyorsunuz padişah geri çekmiş almış. Araya savaşlar da girince milletin iradesi filan hak getire. Padişahlık sonrası kurulan genç cumhuriyette de bu kuvvetlerin sürekli şekil değiştirdiğini görürsünüz. Mahkemelerin siyasetin tekelinde olması ya da meclisin yasama ve yürütmeyi ve hatta yargıyı aynı anda yapması gibi durumlarda olmuş ve burada haklı olarak sorabilirsiniz, milletin iradesi nerede?

Meclis hükümeti sistemleri de zaten bir nevi totaliter rejimdir, bu kuvvetlerden herhangi ikisini ya da üçünü birden bir grubun ya da kişinin elinde bulundurması durumunu demokrasi olarak adlandıramazsınız. Bunların arasındaki ayrımın kesin bir şekilde yapılmadığı sistemlerde de yine demokrasiden söz etmek zordur. Demokrasi var, halk idarecilerini seçiyor fakat idare edilme şekilleri açısından milli iradenin tam olarak gerçekleştiğini söyleyemiyoruz. Yasama ve yürütme bir mecliste ya da bir kişide birleşirse kuvvetlerin ayrı olması durumu tam olarak gerçekleşmez. Asıl olması gereken bu kuvvetlerin birbirlerinden kesin bir şekilde ayrılmış olmalarıdır.

Bu bilgilerin ışığında Türkiye’ye bir bakalım. Yasama gücü TBMM’de. Yürütme gücü TBMM’nin içinden çıkan bakanlar tarafından uygulanıyor. Yargının da yine meclisten çıkan yürütme gücünün bir parçası olan Adalet Bakanlığı ile ilişkisi var. Yarın yine başkanlık sistemi bağlamında bunların nasıl birbirlerinden net bir şekilde ayrılabileceğinin yollarına bakalım.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir