Açlık

 Geçenlerde bir gazetenin iç sayfalarında bir haber çıktı. Bir Kore gazisi metruk bir binada açlıktan ve soğuktan ölmüş. Bize sanki bizim ülkemizde kimse açlıktan ölmezmiş gibi geliyor ama öyle değil. Etrafımıza iyi bakmayı bilmediğimiz için çevremizde kim aç, kim tok, kim muhtaç, kim değil bilmiyoruz. Terk edilmiş binada ölen adamın da etrafından insanlar vardı elbette ama adamın aç olabileceğini düşünmediler. Kış da bastırınca da bünyesi daha fazla kaldıramadı açlığı ve vefat etti. Kore Gazileri Derneği’nden arkadaşları buldular cesedini. Onlar da olmasa idi aylarca kimsenin haberi olmayacaktı.


     Her ne kadar teknoloji çağında yaşasak da, uzaya da dünyanın en ücra köşesine de gidilmiş olsa da, insanlığın refah seviyesini yükseltmek için binlerce yeni teknoloji icat edilmiş olsa da, halen açlıktan ölen insanlar var dünyada. Eğer her şey insan içinse diye düşünüyoruz, neden açlıktan ölen insanlar var? Çevremizde açlıktan ölen insanlar oluyor. Biz kendi dünyamıza daldığımız için fark etmiyoruz. Birleşmiş Milletlerin şu sıralar düzenlediği Gıda Güvenliği Zirvesinde açıkladığı rakamlara göre dünyada 1 milyar insan açlık problemiyle karşı karşıya. Her yıl 6 milyon çocuk açlıktan ölüyor. Rakamın büyüklüğüne dikkat edin. Her yıl 6 milyon çocuğun açlıktan ölmesi demek siz şu yazıyı okurken sadece açlığa bağlı sebeplerden bir okul dolusu çocuğun yok olması demek.


     İnsan evladının en büyük özelliklerinden birisi olan bencillik tüm açlık sorununun da kaynağıdır. Dünyanın bir tarafında zayıflamak için para harcayan insanlar varken diğer tarafında ekmek bulamayanlar mevcut. Gelişmiş dünyanın yemek artıkları toplansa açlık sorunu ortadan kalkar. Yani bizim çöpe attığımız o bütün nimetler bir araya gelirse eğer dünyada açlık sorunu kalmayacak. İnsanlık paylaşmayı bilmiyor ve istemiyor. Elinde tuttuğu kıymetler ne olursa olsun daha da fazlalaştırmak için çaba gösteriyor. Hayat boyu tüketeceği kadar gıda depolamak istiyor fakat komşusunun aç veya tok oluşu ile ilgilenmeyi aklından bile geçirmiyor.


          Yeryüzündeki insanlar arasında çok büyük adaletsizlikler var. Maddi varlığın çok büyük bir kısmına sahip olanlar dünya nüfusunun çok küçük bir kısmı. Yaşayan insanların yarısından çoğu açlık sınırına çok yakın. Bir milyar insan gece aç uyuyor. Kendi tercihleri olmaksızın seçilmiş olan küçük bir azınlık ise paranın çoğuna sahip. Paylaşmak kelimesinden bahsedildiği zaman da tüyleri diken diken oluyor bu azınlığın. Mezara götüremeyecekleri paraların üzerinde ömür boyu yatıyorlar. Tablo çok acıklı. Kimse kendi seçimiyle Amerikalı zengin ailede ya da Afrikalı aç bir ailede doğmuyor.


     Doğduğumuz yer ve aile bizim seçimimiz değil. Fakat yaşarken attığımız her adımı kendi seçimlerimizle atıyoruz. Yollar sürekli ikiye ayrılıyor ve binlerce karar veriyoruz sağa ya da sola gitmek için. Paylaşımcı olmak ya da olmamak da bizim elimizde. Dünyada sadece Müslümanlar, Allah’ın emrettiğinden fazla olmamak üzere paylaşımcı olsalar açlık sorunu yine ortadan kalkacak. Müslümanlar Allah’ın kendilerine emrettiği zekâtı vermiş olsalar dünyanın refah seviyesi ister istemez yükselecek, açlar doyacak.


     Şimdi Kurban Bayramı’nın arifesindeyiz. Kestiğimiz kurbanların ne eti ne de kanı Allah’a ulaşacak. Fakat Yaradan’ın emrini yerine getirmiş olacağız ve düşüneceğiz. Vicdanımızın sesini daha iyi dinleyeceğiz. Allah’ın bizden istediği kurbanın anlamından yola çıkarak insanlığın gerekliliklerinin neler olduğu konusunda fikirler yürüteceğiz. İnsanlığın gereği sadece bayramlarda değil her zaman etrafımızı iyi gözlemlemek, biz tok yatarken çevremizde aç yatanların olmadığından emin olmak, mezara götüremeyeceğimiz mal varlığımızdan kısmen de olsa fedakârlıklarda bulunup olmayanlarla da paylaşmaktır. Bir kişinin insanlığının inkişafı için attığı bir adım belki açları doyurmaz ama atılmış bir adım atılmamış olandan iyidir. Neticede Allah’a ulaşacak olan yalnızca bizim takvalarımızdır.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

2 thoughts on “Açlık

  1. yazınızda sonuna kadar haklısınız. Açlık hala milyonlarca insanı tehdit ediyor.Temel gıdalarını karşılayamayan binlerce insanla çevrili etrafımız. Bu gbi sosyal yaralarda tek kişi hiçbir zaman birşey yapamıyor. Böyle düşünen insanlarn örgütlenmesi gerekiyor. Ama burada da sorunlar çıkıyor. Dernekleşen ve büyük bütçelere hükmeden insanlar yola çıkış amacından saparak iyi niyetli insanların bu tür yapılanmalarını da zora sokuyor.
    her insan önce ailesinden,akrabasından sonra da konşu ve yakın çevresinden sorumlu bence.
    Yazınız için teşekkürler.

  2. Açlık belki de sorun değil de imtihanın bir parçası. Elimizdekini başkalarıyla ne kadar paylaşıyoruz oyunu. Sonunda kazananlar kim olacak acaba?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir