Yüz mü Pahalı Astar mı?

Yaz saati uygulamasına geçişler ve geri dönüşlerde düşünürüm bu işin sebep olduğu tasarruf ne kadardır diye? Her sene Mart ayında yaz saatine geçer Ekim’de geri döneriz. Senede iki defa mesai saatlerinden namaz saatlerine kadar bütün düzenimiz allak bullak olur ve alışması kişiden kişiye değişiklik gösterecek şekilde bir de adaptasyon sürecinden geçeriz. Eylül ayında bu komediye bir de haberlerde verilen tasarruf miktarları eklenir ki ben bu sayılara asla inanmıyorum. Güya bilmem kaç saat elektrik enerjisi tasarrufu yapılmış. Ortada bir sabit değer yok ki tasarruf miktarını hesaplayasınız. Her sene bu değişikliği yaşadığımız için değişiklik yapmadığımız bir seneyi sabit kabul ederek tasarruf miktarını hesaplama şansımız yok. Dolayısıyla bu tasarruf istatistikleri tamamen faraziyeden ibaret. Yani birkaç tane sayı söylüyorlar biz de yutuyoruz.

Hadiseden doğan ikinci bir soru işareti de geri dönüşlerle ilgili. Mademki bu yaz saati uygulaması bu kadar tasarruflu, biz ne demeye geri kış saatine dönüyoruz her sene? Iğdır’daki bir meridyenin saatini kullanıyoruz şu anda. Yaz bitince hiç dönmeyelim diğer meridyene (Kocaeli meridyeni) de hayatımız hep tasarruf olsun. Fena olmaz mı? Fena olmayacağını düşünmüşler bir ara, 70’lerin sonunda ve birkaç sene arka arkaya hep yaz saatini kullanmışlar. Hatta bir ara işi abartıp bir saat daha ileriye almışlar saatleri 80’lerin başında. Fakat sonra yine bu eski düzene dönmüşüz ve sürdürüyoruz.

Yaz saati uygulamasını ben şahsen seviyorum. Gün daha bereketli oluyor, daha fazla iş yapabiliyor insan. Tasarruf söz konusu ise bu şekilde bir ayarlama daha makbul fakat yazın sonunda geri dönüş yapmak bir nev’i kış uykusuna çekilmek gibi duruyor. Düzen aynı şekilde devam etse yine aynı şekilde vaktimiz daha bereketli olacak.

Tasarruf edilen kalemlerle ilgili de bilgi yok. Güne başlama saati ile bitirme saatinde insanların ışık yakıp yakmamaları arasındaki farktan bahsediliyor sadece. Aynı insanlar daha fazla enerji sarfiyatına sebep olan televizyonlarını hiç kapatmamacasına açık bırakıyorlar ama günün büyük kısmında. Aynı insanlar çamaşır makinesinden elektrik ocağına kadar ampule göre çok daha fazla enerji harcayan aletleri kullanmaya devam ediyorlar mütemadiyen. Sadece lambayı yakmak, yakmamak arasındaki farkı düşünüyorsak eğer bu uygulama gerçekten de çok faydasız ve verimsiz. Bundan elli yıl önce belki faydalı olabilirdi fakat bugün itibariyle enerji tüketimi kalemleri düşünüldüğünde bahsedilen tasarruf devede kulak mesabesinde kalıyor.

Senede iki defa topyekûn saat dilimi değiştirmek gerçekten de büyük bir külfet. İşe giden için külfet, okula giden için külfet, antibiyotik kullanan için külfet… Örnekleri çoğaltabiliriz. Bu zaman farkının sebep olduğu yanılgıların insanları uğrattığı zarar belki de kar edildiği düşünülen o enerjiden daha fazladır ki gerçekten kar edildiğinden de emin değiliz. Her eve bir bekçi dikip yaz saatine geçildiği halde israf edip etmediğini kontrol etme imkânımız da yok. Bence en mantıklı yol yaz saati uygulamasına geçtikten sonra bir daha geri dönmeyip hep bu meridyende kalmak ve böylelikle günlerimizi daha da bereketlendirmek.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir