Malatya Ovası

Ortaokul ve lisede coğrafya kitabında Malatya Ovası’ndan bahsedilirdi. Şimdiki coğrafya kitapları bahsediyor mu bilmiyorum çünkü Malatya Ovası diye bir yer artık kalmadı, ya da en iyi ihtimalle can çekişiyor. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde bahsettiği, o adam eksen adam bitecek toprak artık bir inşaat tarlası haline geldi. Malatya Ovası’nın verimli topraklarında artık inşaatlar var.

Eskiden meşhur bir lahanası vardı Malatya’nın. Şimdi lahana başka vilayetlerden geliyor. Malatya şeftalisi de Evliya Çelebi’nin bahsettiği meyvelerden. Yavaş yavaş hepsi azalıyor ve kayısı haricinde hiçbir sebze-meyve üretimi kalmayacak. Hepsi de plansız büyümenin, programsız ziraatın, toprağa saygı duymamanın neticesi.

Eteklerinde şehrin kurulmuş olduğu verimsiz ve kamuya ait olan dağ varken ovaya doğru ilerlemek nasıl bir davranış? Akıllıca bir davranış. Güney çevre yolu yapıp hem tarım arazilerini mahvetmek, hem de o mıntıkada inşaat patlamasına sebebiyet vermek nasıl bir davranış? Akıllıca bir davranış. Çünkü kamulaştırma, inşaat vs. sayesinde bir çok insan zengin olacak. Verimli toprak korunacakmış, kimin umurunda? Dağa inşaat yapsan kaç kişi zengin olur? Dağdan güney çevre yolu geçirsen kaç kişi zengin olur? Şimdi (ne sebeple olduğu bilinmez) yılan gibi kıvrılan bulvarlardan dolayı kaç kişi zengin oldu?

Önemli olan zengin olmak, bunu çok iyi anlıyorum. Eskiden de önemli olan zengin olmak, para kazanmaktı, gelecekte de böyle olacak. Tarım arazileri sırf birileri zengin olsun diye inşaat haline getirilecek, toprağın verimi düşecek, çevre kirlenecek, dünya kirlenecek. Malatya Ovası yavaş yavaş haritaların üzerinden silinecek. Anlamadığım nokta 70 kişinin zengin olması için yapılan bu katliama 700 bin kişinin nasıl göz yumduğu. Bu şehri kim idare ediyor? İnşaat alanlarına kim karar veriyor? Yazık değil mi, günah değil mi?

Dünya sürekli bir değişim içerisinde. İçinde olanlar bunu fark edemiyorlar. Ben söylemiyorum, eski fotoğraflar söylüyor. Eski haritalar söylüyor. Malatya’nın 80’li yıllarını hatırlamıyorsanız fotoğraflarına bakın. Bir süre sonra bu durumu da değişecek. Çarpık bir şekilde devam edecekse bu şehrin iskanı, yine bundan dolayı sıkıntı çekenler bizler olacağız. Üç –beş kişi üç-beş kuruş para kazanmış olacak, aradaki tek fark bu.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir