İki Şehrin Hikayesi [Charles Dickens]

Dünya edebiyatının klasiklerinden olan İki Şehrin Hikayesi’ni çocukluk yıllarımda okumuştum. Aklımda sadece örgü ören bir kadın kalmış kitaptan. Şimdi yeni baştan ve hiç okumamış gibi tekrar okudum ve silinmiş izlerin üzerinden bir daha gitmiş oldum. Charles Dickens, İngiliz edebiyatının en bilinen yazarlarından birisi. Oliver Twist, Antikacı Dükkanı, Bir Noel Şarkısı, David Copperfield ve Büyük Umutlar benim okuduğum ve izleri silinmekte olan kitapları.

İki şehrin hikayesinin konusu olan şehirler Paris ve Londra. 1789 senesine yaklaşılırken Paris’te yaşayan genç bir soylu çürümekte olan aristokrasiden tiksinerek tüm mal varlığını ve asalet ünvanlarını terk eder ve Londra’ya yerleşir. Burada tanıştığı bir Fransız kızcağıza da aşık olur. Fransız kızın da farklı bir hikayesi vardır. Babası, geçmiş yıllarda, Fransa’nın artık kokuşmakta olan aristokrasisinin bir üyesinin bir sırrına vakıf olduğu için meşhur Bastil hapishanesinde 18 yıl haksız yere hapis yatmıştır. Baba hapisten kurtulur ve Londra’da saadetli bir hayat yaşamaya başlar tüm aile. Ta ki uğursuz bir mektup bu mutluluğu bozup tüm kahramanları ihtilal çılgınlığı içerisindeki Paris’e çekene kadar.

Can yayınları tarafından basılmış olan eser Meram Arvas tarafından çevrilmiş. 462 sayfa.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir