Belediye araçları üzerinde belediyelerin amblemlerinin olduğu araçlardır. Kimisinde Malatya Büyükşehir Belediyesi yazar kimisinde Battalgazi Belediyesi kiminde Yeşilyurt belediyesi. Araçlar da çeşit çeşittir. Belediye otobüsleri de dahildir bunlara çöp kamyonları da. Pikaplar, panelvanlar, otomobiller, iş araçları, hafriyat kamyonları, cenaze araçları… Çeşit çeşit araçlar dahildir bu filolara ve şehir trafiğinde her an bir tanesiyle karşılaşma ihtimaliniz vardır.
Benim gözümde bu araçların sürücüleri belediye başkanlarıdır. Büyükşehir logolu araçların sürücü koltuğunda Sami Er oturur, Yeşilyurt logolularda İlhan Geçit, Battalgazi’de Bayram Taşkın. Sürücülerin günahlarını da başkanlarına mal ederim sevaplarını da. O belediye otobüsü gecenin bir saatinde çok yüksek bir süratle sokak arasında ilerliyorsa Sami Er‘dir o sürati yapan. Battalgazi Belediyesi logolu çöp kamyonu yolun ortasında durmuş en kalabalık saatte trafiği kilitlemiş, kenarda yanaşacak yeri olmasına rağmen umursamada yolu tıkamışsa bunu yapan Bayram Taşkın‘dır. Çevre yolunda Yeşilyurt Belediyesi logolu araç zikzaklar çizerek ilerliyor, trafikte makas atıyorsa bunu yapan şoförü suçlamam ben, suçlusu İlhan Geçit‘tir.
Uzun yıllardır bu köşeden ara sıra belediyeye ait araçların trafikteki günahlarından bahsederim size. Yer yer şikayetlerimi ilgili makamlara da iletmiş, karşılığında basit bir “uyardık” cevabı almış ya da alamamışımdır. Yeni belediye başkanları ile bir şeylerin değişmesi ümidini taşıyorken hazır, bu denetimsizliğin değişmesi umudumdan da bahsetmiş olayım. Belediyecilik sadece belirli dönemler hizmete gelip projeler uygulamaya koymak ve halihazırdaki işleri yürütmekle sınırlı olmamalı. Belediyecilik aynı zamanda şehre ait kültürel kodların oluşması, bozulmaya başlayanların düzeltilmesi, işlevsiz hale gelenlerin yerine yenilerinin konması ameliyesini de içermelidir. Şehir kültürü çok yönlü olarak ele alınmalı ve komşuluk kültüründen trafik kültürüne kadar farklı bileşenler içermeli. Tabi ki bunlar ele alınırken bir şeyler anlatılmak istenen insan karşılık olarak “sen önce kendine bak” dememeli. Yani, bu şehirde bir trafik kültürü oluşması için çaba gösterilecekse bunu önce belediye araçları yapmalı.
Özel şirketlerin araçlarının trafikte daha dikkatli olmaları beklenir. Firma araçlarının trafikte yaptıkları saygısızlıklar firma hanesine yazılır. Örneğin bir okul servisi trafikte aşırı süratli gidiyorsa o okula giden çocuklar için endişelenirim, çocuğumun o okulda olmasını istemem. Bir gıda firmasının aracında aynı sürati görsem o firmadan alışveriş yapmaktan kaçınırım. Aynı durumun daha geniş ölçeklisi belediyeler için geçerlidir. Belediye araçlarının yollardaki durumu basit bir konu gibi görünüyor olabilir fakat her gün belediye ile en çok karşılaştığınız yer neresi diye düşünün? Tabi ki yollar, caddeler, sokaklar. Dolayısı ile kocaman panolarla belediye hizmetlerini anlatmak yerine saat gibi işleyen bir düzenle de şehir sakinlerinin dikkatleri pekâlâ çekilebilir.
Yeni belediye başkanlarından beklentimiz çok, sık sık bahsediyorum. Bunlardan birisi de belediye araçlarının disipline edilmesi. Trafikte makas atarak giden belediye logolu araçlar, kenara yanaşmayı zül addeden çöp kamyonları ya da toplu taşıma araçları, aşırı sürat yapan otobüsler, kamyonlar. Bunlar belediye hanesine yazılan eksilerdir. Personelin eğitimi gibi, takip cihazları gibi farklı metotlarla bu disiplinsizlikler rahatlıkla önlenebilir ve bizler de belediye başkanları hanelerine eksiler yazacağımıza artılar yazmaya başlarız.
