Gelir Eşitsizliğinden Köleliğe

Oxfam adında bir yardım kuruluşu var. Çeşitli organizasyonlar yapıp yayınlar hazırlayarak eşitsizlikle mücadele ediyorlar. Geçenlerde yaptıkları bir yayında dünyanın en zengin 89 kişisinin servet toplamının dünya nüfusunun yarısına tekabül eden 4 milyar kişinin servet toplamına eşit olduğunu açıkladılar. Bu tablonun ne kadar korkunç olduğunu anlayabilmek için 4 milyar kadar büyük bir sayıyı kafamızda canlandırabilmemiz gerekiyor öncelikle. Türkiye’den onlarcası… Koca koca kıtaların toplamında fazla. Afrika’yı, Avrupa’yı, Amerika ve Avustralya’yı toplayın, yine 4 milyara ulaşmıyor. Burada bulunan insanların hepsinin toplamından daha zengin olan 89 adet dünya vatandaşı. 

Gelir adaletsizliği, dünyanın en önemli problemidir. Ya da şöyle demeliyim. Gelir adaletsizliği, dünyadaki tüm problemlerin kaynağıdır. Açlık varsa, yoksulluk varsa, savaşlar varsa, acılar varsa bunların temelindeki sebep gelir adaletsizliğidir. Servet eşitsizliği, gelir adaletsizliğinin bir yansımasıdır. Belli bir kesim gelirlerin çoğuna sahip oluyorken dünyanın geri kalanı açlıkla baş başayken bir tarafın serveti sürekli büyür ve bir tarafta da sürekli durumu ümitsizleşen milyarlar olur. Sizin servetiniz yani mal varlığınız, bir sonraki seneye azalmadan aynı şekilde kalabiliyorsa halinize şükrediyorsunuz. Başka birisinin serveti yani mal varlığı ise her sene sizin gibi milyonlarcasının mal varlığını da içerecek şeklide büyüyor. Peki bu büyümenin bir sınırı yok mu?

Büyümenin sınırını konuşmadan önce 89 sayısının saçmalığından bahsetmek istiyorum. Dünyanın en zenginleri listesi bildiğimiz o liste değil. Her sene güya Elon Musk, Bill Gates, Jeff Bezos gibi bildik birkaç isim bu listenin en üst sıralarını paylaşıyorlar. Gerçeğin böyle olduğuna ihtimal bile vermiyorum. Kayıtlı zenginler arasında sıralama yapıldığı zaman böylesi bir tablo ortaya çıkıyor olabilir lakin zenginlik ne öyle kaydedilebilir bir şeydir ne de sıradan fakirler tarafından bilinmesine gerek olan bir şey. Bizim bilmediğimiz ve bu listelere girmeyen ultra zenginlerin belki bir tanesinin serveti bu 89 kişinin servetine eşittir. Bilmediğimiz için yorum yapamıyoruz. 

Servetin sürekli büyüyor olmasının sıkıntısı, zaman içerisinde karlılığının azalacak olmasıdır. Büyük servet, yıllık olarak büyük gelir kazanmak ister. Fakat büyüklüğü belli bir sınıra dayandığı zaman ister istemez karlılığı azalacaktır. Keynesyen ekonomi modelinin sermayenin karlılığının azaldığı 60’lı yılların sonundan itibaren yerini neo-liberal ekonomi modeline bırakmış olduğunu biliyoruz. Günümüzde artık çok büyük servetlerin agresif hamlelerle kazanmış oldukları büyük karların da azalıyor olduğu bir dönemdeyiz. Bu türlü çıkmaz sokaklar belki de gölleri, akarsuları, dağları ve denizleri ile ve hatta içindeki insanları ile ülkelerin satın alınarak kar beklentisi ile idare edilecekleri yeni bir modelle aşılacak. 

Belki de böyle bir sistem faaliyete geçti de biz sıradan ölümlüler bundan habersiz yaşamlarımızı sürdürüp gidiyoruz. Hayalini bile kuramadığımız büyük zenginler, hayalini kuramadığımız büyük zenginlikleri ile dünyadaki ülkeleri tek tek satın aldılar ve içindeki insanları yavaş yavaş köleleştiriyorlar. Belki bizler de köleyiz de henüz farkına varmış değiliz. Etrafımızda dönen çok büyük bir senaryo var da bilmeyerek o senaryonun figüranları olarak sahnede yerimizi aldık. Bu durumun gerçekliğinin testini etrafımıza bakarak yapabiliriz. Savaşlar, acılar, yoksulluklar sürekli artıyorsa bilin ki birileri servetlerini kat kat artırmakla meşgul. 

27 Ocak 2023 Net Haber yazım

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir