Püskevit

Geçen hafta MHP genel başkanı Devlet Bahçeli bir konuşmasında yoksulluktan bahsediyordu. Çocukların televizyonda gördükleri çikolata, bisküvi nevinden gıdaları ailelerinden talep ettiklerini fakat ailelerin alım gücünün eksikliği yüzünden alamadıklarını anlatıyordu. Bunu ifade ederken bisküvi diyeceğine “püskevit” kelimesini kullandı diye medyanın ve sosyal ağların diline düştü Bahçeli. Allah kimseyi medyanın ve sosyal ağların diline düşürmesin.

Ben siyaseti sevmem, bu köşeden asla siyasi bir konu ile seslenmedim sizlere şimdiye kadar. Bu konu da siyasi değil. Sadece bu mevzunun son bir haftadır bu kadar sık karşıma çıkmış olması ve insanların esas mesele değil de ifade şekliyle bu kadar fazla uğraşmaları ve alay etmeleri beni müteessir etti. Yoksulluk bir ülkede sadece siyasetle uğraşanların değil sorumluluk sahibi olan her vatandaşın üzerinde düşünmesi, kafa patlatması, çözüm yolları üretmesi ve yanan ateşin üzerine sadece bir damla dahi dökecek olsa mücadele etmesi gereken bir konu. Ülkeyi yönetmeye aday olan siyasetçi ve siyasetçiler içinse bahsedilmesi gereken en önemli konudur.

Yoksulluk gibi konular dikkatimizi fazla çekmediği için bahsedildiği zaman ilgilenmiyoruz zaten. Bize daha çok üzerinde dedikodu etmeye uygun konular hitap ediyor. Bir siyasetçi her gün futbol yorumu yapsa gıkımızı çıkarmadan dinleriz mesela. Yaşadığımız dünyanın ve ülkenin gerçeklerinden ziyade magazinle ilgileniyoruz. Bir gazete aldığımız zaman önce spor sayfasına sonra da magazin sayfasına bakıyoruz. Bu yüzdendir ki içinde “püskevit” olmasa idi Bahçeli’nin yaptığı konuşma ile hiç ilgilenmeyecektik.

Medyanın eskiden beri insanları yönlendirdiğini, manipüle ettiğini biliyoruz. Son zamanlarda sosyal ağlar da hayatımızın içine aynı kuvvette girmiş bulunuyor. Videolar paylaşılıyor kahkahalar sanal ortamda parantez marifetiyle çınlıyor. Püskevit hadisesi de bu sayede gelip gündemimize oturdu. Hâlbuki içimizden kaçı Türkçeyi Zeki Müren gibi konuşuyor, kaçımız topluluk karşısında üç kelimeyi anlatım bozukluğu yapmadan bir araya getirebiliyor diye sorsak hepimizin başı önüne eğilir. O sosyal ağlarda, o medya kuruluşlarında Devlet Bahçeli’yi defe koyup oynatmaya çalışanların büyük kısmı ya şive konuşuyor ya da şive konuşulan ailelerde doğmuş büyümüş kimseler. Püskevit kelimesi halk arasında kullanılan ve Türk Dil Kurumu tarafından onaylanmamış yüzlerce kelimeden birisi. Alay konusu edilecek kadar abes bir kelime değil. Bunlarla alay edenlerin kendi dedeleriyle, nineleriyle de alay etmeleri lazım gelir. Türkçenin yabancı kelimelerle bu kadar kirlendiği bir zamanda bir kelime üzerinden bir insanla bu kadar alay etmek densizliğin dik alası.

Bugün her eve artık bisküvinin girdiğinden bahsedenler var. Köy bakkallarında bile kutu kutu çikolata, bisküvi satılıyormuş. Bahçeli çağının gerisinde kalmış bir lidermiş. Bunlara da sormak lazım “nereden biliyorsun?” diye. Köy köy gezip çocuklar ne yiyip ne içiyor baktın mı? Köyü boş ver, kendi kentinin varoşlarına gidip oradaki çocukların neleri isteyip de alamadıklarını gördün mü? Sadece çikolata mı, bu ülkede temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda kaç insan yaşıyor haberin var mı? Hariçten gazel okumak kolay tabi ki. Hazır gülünecek bir mesele bulmuşken bu fırsatı kaçırma sakın; ama ben gülmüyorum. Yoksulluk meselesine böyle de olsa dikkat çektiği için Bahçeli’ye teşekkür ediyorum. Bundan sonra ben de püskevit diyeceğim bisküvi yerine. Feyste dolaşırken kankilerini görüp ekleyenlere, oha felan olanlara, sonra da hallerine bakmadan başkalarıyla alay edenlere inat.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan