Yerdeniz Büyücüsü [Ursula K. Leguin]

’98 senesinde aldığım bu kitabı Yüzüklerin Efendisi serisi ile hemen hemen aynı dönemde okumuşum. Yüzüklerin Efendisi’nin destansı anlatımı gibi bir anlatıma sahip olmasa da başka bir yönüyle, başka bir yönde ilerleyen değişik bir fantastik roman olarak aklımda yer etmiş. Bu sıralar hatıraları tazelemek için yeniden Yüzüklerin Efendisi’nin okusam mı derken elime yeniden Yerdeniz Büyücüsü geçti. Birkaç ciltten oluşan Yerdeniz serisinin ilk kitabı diğer kitaplar gibi fazla kalın değil ve hızlıca okunup bitiriliyor.

“Bir insanın gerçek ismini kendisinden ve ismini verenden başka kimse bilmez. Zamanla eğer isterse, ismini kardeşine, karısına veya arkadaşına söyleyebilir ama o üçüncü şahıslar da bu ismi, bir başkasının duyabileceği yerlerde kullanamazlar. Başkalarının önünde onu, diğer insanlar gibi, kullanılan adıyla, takma adıyla çağırırlar; Çevik Atmaca gibi, Vetch gibi, “tüy-yumağı” anlamındaki Ogion gibi. Basit insanlar, gerçek isimlerini çok sevip güvendikleri birkaç kişi dışında herkesten saklıyorlarsa; büyüyle ilgisi olanlar, daha tehlikeli ve tehlike altında olduklarından, çok daha fazla korumak zorundadırlar. Kim bir adamın ismini biliyorsa, onun hayatını avuçlarının içinde tutuyor demektir.”

Yerdeniz, büyüklü küçüklü birçok adadan oluşmuş bir dünya. Buradaki herhangi bir adada yaşayan herhangi bir çocuk olan Duny, daha küçük yaşta yetenekleri ile bir cadının dikkatini çekmiştir bile. Fakat cadılar, büyücüler kadar yetenekli bir meslek grubu olmadıklarından daha sonra küçük Duny’nin eğitimi ona gerçek ismini verecek olan bir büyücü tarafından sürdürülür.

“Tam ejderhanın gözlerinin içine bakıp yakalanıyordu ki -kimse ejderhanın gözlerine bakamaz- onu izleyen yağ yeşili bakıştan kaçırdı gözlerini. ‘Çok gençsin’ dedi ejderha, ‘insanların bu kadar küçükken güç sahibi olabileceklerini bilmiyordum’. Ejderha, Ged gibi, Kadim Lisan’da konuşuyordu. Çünkü bu dil ejderhaların hâlâ kullandıkları dildir. Kadim Lisan’ı kullanmak, bir insanı doğru söylemeye mecbur eder, ancak bu ejderhalar için gereçli bir kural değildir.”

Büyücülük okuluna giden Ged, buralarda da yeteneğini gösterir fakat çok büyük bir hata yapar. Ölüler diyarından birisini çağırmak hevesiyle gururuna yenik düşmüş bir halde büyü yaparken bir gölge çağırır bu diyardan. Belki de kendi gölgesini.

“Ayrıca kimse, İç Deniz’in sularında oynaşan yunuslardan kaçının bir zamanlar kıpır kıpır denizin eğlencesi içinde kendi isimlerini ve bilgeliklerini unutan insanlar olduklarını bilemez.”

Ursula K. Leguin’in bir de bilimkurgu evreni var bildiğim kadarıyla. Mülksüzler’i okumaya başlamıştım bir zamanlar fakat sıkıcı gelmiş bırakmıştım. Yerdeniz kadar sarmadı beni o zamanlar. Yerdeniz’in devamını tekrar okuyabilirim fakat. Elimdeki Metis’in 1995 baskısı 186 sayfa. Çiğdem İpek Erkal Türkçe’ye çevirmiş.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir