Yerdeniz üçlemesinin ikinci kitabı olan Atuan Mezarları birinci kitapta eksik kalmış olan bir olayın çözümünü gösteriyor okuyucuya. Çevik Atmaca, yani Ged, karanlıktan kaçarken ve karanlığı kovalarken ıssız bir adada mecburen durmak zorunda kalıyor. Burada çok yaşlı bir kadın ve erkekle karşılaşıyor. Dillerini bilmediği bu iki insan doğru düzgün konuşma da bilmiyorlardır zaten. Yıllar önce, henüz çocukken bu adaya terk edilmiş iki kardeştirler. Ged’e bir madalyonun yarısını verirler. Bu madalyon aslında çok önemli işlerin anahtarı olacaktır.
Atuan Mezarları, Kargad diyarında, ıssız bir yerdedir. Bir başrahibe ve başka rahibeler ve muhafızlar tarafından korunmaktadır. Bir de karanlık ruhlar tarafından tabi ki. Buradaki başrahibe Arha, henüz on beş yaşındadır. Önceki başrahibe öldüğü gün doğduğu için başrahibenin o gün yeniden doğduğu kabul edilir.
“Öğrenmeye başladığı şey aslında özgürlüğün yüküydü. Özgürlük ağır bir yüktür, ruhun yüklenmesi gereken büyük ve garip bir sorumluluk. Kolay değildir. Verilen bir armağan değil, yapılan bir seçimdir; bu seçim de zor bir seçim olabilir. Yol, yukarıya, ışığa doğru çıkar; ama yüklü yolcu oraya hiçbir zaman varamayabilir.”
Ursula K. Leguin’in üçlemesinin ikinci kitabı yine Metis tarafından basılmış. Çevirisi Çiğdem Erkal İpek’e ait. Kitap 152 sayfa.
