Ahmet Şükrü Esen bir hukukçu. Hakim ve savcılık vazifeleri dolayısıyla Anadolu’nun çeşitli yerlerini gezmiş ve gittiği yerlerde destanların izini sürmüş. Kadim Anadolu coğrafyası hemen her alanda olduğu gibi halk edebiyatı konusunda da oldukça bereketli bir yer. Hele ki buna gönül verenler için. Uzun yıllar boyunca toplanmış olan bu destanlar o günün zor şartlarıyla kaleme alınmış, saklanmış. Esen’in vefatından sonra notlar oğlu Ali Esen Minkarı tarafından Pertev Naili Boratav’a teslim edilmiş. Boratav da eseri yayına hazırlamış.
Halk edebiyatı ürünleri masal olsun, türkü olsun, şiir olsun sözlü geleneğin yapısı gereği hızlıca yok olup gidebilecek eserler. Pertev Naili Boratav gibi, Muzaffer Sarısözen gibi, Eflatun Cem Güney gibi adları hemen aklıma gelen isimler olmasa biz bugün bu güzellikleri tanımamış olacaktık belki de. Hepsinin de ruhları şad olsun.
Anadolu destanları, Anadolu halkının hem acılarını hem sorunlarını hem de eğlenceli yönlerini seriyor okuyucunun önüne. 328 sayfalık bu kitap önce kitabın hikayesi ve destanlarla ilgili eğitici bilgilerle başlıyor. Bunun ardından destanlar başlıyor. Başlarda savaşlarla, acılarla ilgili destanlar var. Kitap ilerledikçe alacaklı-borçlu ilişkisinden karı-koca ilişkilerine kadar Türk halkının ince zekasını, olaylara yaklaşımını ortaya çıkaran farklı farklı destanlarla karşılaşıyoruz. Buraya örnekler almak isterdim fakat hepsi de destan olmaları hasebiyle uzun ve tek bir kıta bütün hakkında bilgi vermiyor.
Kültür Bakanlığı Yayınları’ndan çıkmış olan eser 1991’de basılmış.
