Rektörlük seçiminin bir ilde bu kadar gündem olmasını yadırgayan akademisyenler var. Rektörlük seçimi üniversiteyle ilgili bir durum, halkın gündemini niye bu kadar meşgul etsin ki? diye bir görüşün beyan edildiğini duyuyorum bazen. Bu düşünce kısmen doğru olsa da bir şehirde bir tane üniversite varsa bu üniversitenin rektörünün kim olduğu değil de nasıl bir yol izleyeceği şehir açısından da önem taşımaktadır. Üniversite halk işbirliği, üniversite sanayi işbirliği, üniversite bürokrasi işbirliği birçok açıdan önemli kazanımlara yol açacağı gibi üniversitenin kendi içindeki bazı değişiklikler de şehir halkı için olumlu neticelere sebep olabilir. Bu açıdan yeni seçilecek rektörün idari politikası şehir açısından önem arz ediyor. Tabi ki kişiler bazında yapılan dedikodu tarzı konuşmalar anlamsız ve boş.
Rektörün işbirliği konusundaki yaklaşımı şehir için önem arz etmektedir. Reel sektör her zaman kalifiye personel açlığı çeker. Üniversitenin vazifelerinden biri de bu personel açığını kapatmaya yönelik faaliyetler içinde olmak olmalıdır. Bugün bizim üniversitelerimizin mezunları kamu sınavlarına hazırlanarak devlet memuru olmayı hayatları için nihai hedef olarak belirlemek eğilimdedirler. Eğitim süreleri boyunca bölümlerine uyumlu sektörlerde çalışma imkânı bulsalar ve teorik eğitimlerini pratiğe dökebilseler belki de bu zincirin kırılması açısından önemli bir adım atılmış olur. Sektörler mesleklerine daha hâkim personel istihdam etme şansı bulurlar, yetişmiş elemana daha yüksek ücretler ödemeyi göze alırlar; mezun olan gençler de kamunun dışında alternatifleri de değerlendirmiş olurlar. Aynı şablonu bürokrasi ve halk cephesinde de uygulayabilirsiniz. Kamu kurumları ile daha iyi iletişim halinde olan bir üniversite kamusal işlerin daha verimli olması için katkı sunabileceği gibi halk seviyesinde faaliyetlerle de hemşehrilerin kültürel gelişimlerine katkılarda bulunabilir. Bunların hepsi bizim, halk seviyesinde, rektör seçimlerini konuşmamız için geçerli sebeplerdir.
Üniversitenin uluslararası açıdan bilimsel alanlara yaptığı katkıların artmasını istemek de rektör seçimlerini konuşmamız için geçerli sebeplerden birisi. Biliyoruz ki biz Türkiye -özelde Malatya- olarak bilimsel bilgi üretimi konusunda dünyada bir hayli gerideyiz. Bunun milli ve yine özelde Malatya açısından bir zararını görmüyoruz fakat zamanın akışı içerisinde düşünüldüğü zaman gerçekten de feci bir geri kalmışlığın orta yerindeyiz. Bu açıdan yeni bir bakış açısı ile bilgi üretimi noktasında hem şehrimizi hem de ülkemizi ileriye götürecek adımlar atılabilir. Çok zor bir şeyden bahsettiğimin farkındayım, daha önceki rektörler de şimdiki rektör de eminim bu dediklerimin farkındadır ve bunlar için ellerinden geleni yapmışlardır. Fakat her zaman daha iyisi olabilir, el elden üstündür ve İnönü Üniversitesi’ni Türkiye çapında iyi üniversiteler arasına sokacak ve hatta dünya sıralamalarına yükseltecek bir el illa ki vardır.
Sevgili hocalarımız bize çok görmesinler bunları konuşmamızı. Biz istiyoruz ki şehrimizin çehresi müspet manada değişsin, her geçen gün daha ileriye daha güzele doğru yol alalım. Bu açıdan rektörün kim olduğu tabi ki önemli değil. İsim isim konuşmak akademi dışı insanlar için gereksiz bir ameliye. Fakat nasıl olması gerektiği konusunda konuşmalar, daha iyinin nasıl olacağı konusunda “hayal kurma” seviyesinde sohbetler bizim için de gerekli elbet. Şehrimizin geleceğinin daha parlak olmasını, bilimsel bilgi üretimi konusunda daha da ileriye gitmemizi, üniversite ile üniversite dışı kurumların iletişiminin daha yüksek seviyelerde gerçekleşmesini istiyoruz doğal olarak.
