Yılan Yılanken Toprağı Kanaatle Yer

Değişik sürümleri olan bir atalar sözü. Savaşlar, kıtlıklar, yokluklar görmüş bir milletin atasözleri arasında yerini almış olması doğal. Benden iki kuşak öncesi ikinci dünya savaşını yaşamış, o dönemin yoksulluğuna şahit olmuştu. Ekmeğin bile karneyle verildiği ve kolay bulunmadığı bir zamanı yaşayan insanların çöpe ekmek atma ihtimalleri var mı? Yere düşen ekmeğin öpüp başa konması gibi bir davranışı dünyanın başka neresinde görebilirsiniz? Bunu ancak o ekmeği istediği halde elde edememiş olan insanlar ve onların eğitiminden geçmiş olanlar yapabilir. Bugün itibariyle bu türlü bir eğilimimiz kalmadı gibi. Ekmeği çöpe rahat atıyoruz, yere düşmüş ekmeği ayağımızla bir kenara itiyoruz ya da oralı olmuyoruz.

Sadece ekmek değil, Allah’ın vermiş olduğu her türlü nimete karşı davranışımız aynı. Bolluk bizi şımartmış durumda. Verilen nimete şükür gözüyle değil alışkanlık gözüyle bakıyoruz. Yemekleri çiğnemeyi bile unuttuk gibi. Her lokmayı uzun uzun çiğneyip tadını aldıkça yürekten bir ‘elhamdülillah’ demiyoruz. Nasıl olsa çok var.

Tüketici kelimesinin üzerinde bir durup düşünmek lazım. Birkaç kere tekrarlayın lütfen. Tüketmek, bitirmek, yok etmek… Çağrışımları aslında pek de hoş değil bu sık kullanılan kelimenin. Hayatımızı tüketmek üzere düzenliyoruz. Tüketmek için çalışıyor, tüketimimize yetecek kadar para bulamayınca borçlanıyoruz. Kanaat etmenin tam tersi bir davranış şekli tüketim. Tükettiğimiz kalemleri alt alta koyduğumuz zaman çoğunun bizim için aslında gerekli olmayan şeylerden oluştuğunu göreceksiniz. İki kuşak öncesinin Türk toplumuna tatil yapmanın bir zorunluluk olduğunu anlatamazdınız. Tatil yapmak için borçlanmaktan bahsettiğiniz bir kimse sizinle ya alay ederdi ya da ayıplardı. Bugünün toplumunda tatil yapmak bir zarurettir ve bunun için borç almak, faizli kredi çekmek gayet doğal bir hadisedir. Bir sene çalışıp iki hafta tatil yapıp sonraki sene boyunca her ay o tatilin borcunu ödeyen bir çalışan kanaatkâr bir kimsenin bakış açısıyla enayiyken düzene uyum sağlamışlar için normal bir zekâ seviyesindedir.

Tüketim kelimesinin toplumla birleştirilmiş bir hali de var: Tüketim toplumu. Bu da sık kullanılan bir kalıp haline gelmiş durumda. Hâlbuki olması gereken üretim toplumu ya da kanaat toplumu haline gelmeye çabalamaktır. Allah savaş, kıtlık, yokluk vermesin bizlere. Fakat böyle bir yokluk durumunda ilk aklımıza gelen bilinçsizce tükettiğimiz zamanlarımız, ekmeği çöpe döktüğümüz, nimetlere şükür değil alışkanlıkla baktığımız günlerimiz olacaktır.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan