YETER ARTIK DAVULCU!

Ramazan ayına ait hoş bir enstantane olması icap eden davulcular artık çoğumuz için bir kabus olmuş durumda. Ramazan’ın kış mevsimine denk geldiği zamanlarda kapı-pencere kapalıyken pek de umursamadığımız bu durum yaz aylarıyla birlikte uyku-oruç-sahur düzenimizi alt üst ediyor. Sıcaklardan bunaldığımız için kapıyı pencereyi açıyor olmamız davul seslerine de razı olmamızı gerektiriyor.

Ramazan davulcusunun varlığından rahatsız değilim. Uzun yıllardır var olan bu gelenek Ramazan ayının da sembollerinden olmuş durumda. Uyanmak için güneşe-horoza-ezana bel bağlanıldığı zamanlarda gece sahura uyanabilmek için faydalı bir uygulama olmuş olduğunu tahmin ediyorum. Fakat bugün sadece sembolik bir önemi var Ramazan davulcusunun. Kimse “Nasılsa davulcu beni uyandırır” diyerek yatmıyor yatağa.

Birilerinin bu davulculara şunları anlatması lazım.

1-      Kimse artık uyanmak için davulcu beklemiyor. Herkesin ama istisnasız herkesin evinde çalar saati var.

2-      Herkes oruç tutmak zorunda değil. Kapısında deli gibi davuluna abandığın adam çeşitli sebeplerle oruç tutmuyor olabilir. Hasta olabilir, gayri müslim olabilir, oruç tutmak istemiyor olabilir. Seni hiç ilgilendirmez bu. Tutmayan adamı rahatsız etme hakkın yok.

3-      Herkes senin istediğin saatte kalkmak zorunda değil. Ben sabah ezanına yakın kalkıp sahurumu yaptıktan sonra namazı bekliyorum belki. Senin istediğin gibi saat 1,5-2 de kalkmak zorunda mıyım?

4-      Çoluk çocuk evde uyuyor, bunları niye uyandırıyorsun? Davuluna bir iki tıngırdat git. İlla ki o çocuğu uyandıracak! Sevgili davulcu, psikologa görünmeyi düşündün mü?

5-      Davulculuk İslam dininde önemli bir yeri olan kutsal bir müessese değil. İslam dininde davulcukla ilgili hiçbir şey yok. Zaruretten dolayı bir dönem kullanılmış bir yöntem. Bugün hiçbir geçerliliği de kalmış değil. Kendinizi müftü filan mı zannediyorsunuz elinize davul alınca?

Yakın zamanda Sürgü’de davul çalınmasıyla ilgili çift taraflı bir provokasyon hadisesi gerçekleşti ve gündemde yer buldu kendine.  Davulcu ikaz edilmesine rağmen Alevi ailenin kapısında davul çalmakta ısrar ediyor. Aile davulcuyu dövüp ezan gibi bazı manevi değerlere küfrediyor sonra da halk galeyana gelip ailenin evine zarar veriyorlar. İki tarafı da tasvip etmemekle birlikte davulcunun buna sebep oluşuna ayrıca dikkat çekmek istiyorum. Davul dini bir öğe değil. Alevi ailenin kapısında çalmak zorunda değilsin. Alevi ailenin kapısında davul çalsan sesin güzelliğine kapılıp senin mezhebine de geçmezler, oruca da başlamazlar. Peki o zaman davulcu amacın ne?

Ramazan’da davul çalınması geleneğine karşı olmadığımı tekrarlıyorum. Gecenin en olmayacak vaktinde deli gibi davul çalarak ortalıkta dolaşan davulcular benimle birlikte tanıdığım  herkesin sinirini bozuyor.  Kutsal bir fetiş kabul edildiği için kimse cesaret edip bir şey de söyleyemiyor. Halbuki davulcular adet yerini bulsun diye hafiften bir davul çalıp mani okuyup gitseler herkesin hoşuna gidecek. (Sahiden, hiç Ramazan davulcusundan mani dinleyeniniz var mı?) Ya da daha güzeli sahur değil de iftar saatinde çalsalar yine problem olmayacak. Belediye ya da davulculardan sorumlu olan kim varsa bu işe el atmalı ve bu ses kirliliğini bir an önce temizlemeli artık.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir