Yardım Kuruluşları

Dünkü yazımda asıl mücadele edilmesi gerekenin yoksulluk değil zenginlik olduğunu söylemiştim. Bizim insani duygularımıza hitap eden yardım kuruluşları var. Dün, dünya çapında yardım toplayan bir kuruluştan Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’ndan bahsetmiştim. Bu çapta birçok uluslararası kuruluş yoksullukla mücadele ediyor. Bizde de bu örgütlerin daha küçük çapta olanları var. Şu sıralar kurban bayramı gündemde olduğu için kurban bağışı topluyorlar. Ramazanda iftar, kumanya gibi yardımlar toplarken yıl içinde de değişik isimler altında değişik yardım toplama araçları mevcut. Bu kuruluşlar insani duygularla hareket eden insanlar tarafından kurulup idare ediliyor ve yine insani duyguları harekete geçiriyorlar. Hadiseye bu açıdan baktığımız zaman takdir etmeden geçmek mümkün değil. Fakat bütün resme baktığımız zaman bu örgütlerin, yetersiz bile diyemeyeceğimiz kadar düşük miktarlarda yardımlarda bulunduklarını görüyoruz. Kocaman bir yangının üzerine serpiştirilen birkaç damla sudan başka bir şey değiller.

Yardım kuruluşlarının esas olarak hedef saptırdıklarını söylersem lütfen kimse bana kızmasın. Tabi ki güzel faaliyetler, güzel girişimler var ve hepsinden daha önemlisi güzel bir duygunun neticesinde hareket ediliyor. Yine de varlıkları ve faaliyetleri bir yerde hedef saptırmıyor değil. Tekrar ediyorum, dünyanın esas problemi yoksulluk değil zenginliktir. Yoksulluk, zenginliğin neticesi olarak ortaya çıkıyor.

Zenginliğin bir sorun oluşu, yoksul kitlelerin kafasını karıştırırsa ve bu kafa karışıklığı zenginliğin gerçekten bir problem olduğunun anlaşılması ile neticelenirse zenginler aynı zenginler olarak kalmaz. Brunei Sultanı uçağını altınla kaplatamaz, bir yerlerde insanlar açlıktan ölürken başka yerlerdeki insanlar lüks ve zevk alemlerini sürdüremezler. Ne yazık ki bahsettiğim kitle gücü de ellerinde bulundurdukları için insanların algıları ile oynuyorlar. Her zengin, toplumun göreceği şekilde reklam yapa yapa yardım kuruluşlarını destekler, ilgili kuruluşların yayınlarında isminin geçmesini sağlar ve tabiidir ki bu yardımlarını ödeyeceği vergiden düşer. Haliyle, elinden geldiği kadar yoksullukla mücadele etmiş imajı verir kendisine. Esas sorunun kendi zenginliği olduğu konusunda da kimsenin uyanmamasını sağlamış olur.

Sevgili dostlar, zannetmeyin servet düşmanlığı yapıyorum. Elbette ki Allah herkese farklı akıl, farklı fikir, farklı kapasite vermiş. Verdiği gibi de bunu kullanma yollarını da anlatmış. Yiyiniz, içiniz demiş fakat israf etmeyiniz de demiş. Altını ve gümüşü yığıp biriktirenleri de acı bir azapla müjdelemiş. Elbette bir kısım insan zengin, bir kısım insan fakir olacak dünyada fakat bugün durum artık zengin ve fakir kelimelerinin açıklayamayacağı kadar değişmiş durumda. Zenginin zenginliği kelimelerle anlatılamayacak durumdayken yoksulun açlıktan nefesi kokuyor. Bu duruma düşmüş dünyada da zenginlerle mücadele edecek kurum ve kuruluşlar kurulacağına her geçen gün farklı bir yardım kuruluşu ateşe damlalıkla su serpmek için sizin kapınızı çalıyor.

Kurban bayramınız kutlu, mübarek olsun.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan