Yardım Çağrıları Başlarken

Değerli dostlar, üç ayların iklimine girdik, Allah bize Ramazan’ı ve bayramı da görmeyi nasip etsin. Genel bir yanlıştır, yardım çağrıları Ramazan ayında yoğunlaşır fakat olmamasından da iyidir. Bu yüzden yardım dernekleri faaliyetlerini bu ayda daha da yoğunlaştıracak ve sizlerin desteklerini isteyecekler. Burada, henüz bu çağrıların yoğunlaşma dönemi başlamadan bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Yardım yaparken dikkat etmeniz gereken önce sizin yakın çevreniz ve ardından da yaşadığınız memleket olmalı. Gözümüzü uzaklara diktiğimiz zaman burnumuzun dibinde olup bitenleri görememiş oluyoruz ki bu da biraz biçimsiz oluyor kabul edersiniz ki.

Tahir Tural hocamızın “El Muhtar” adındaki fıkhi bir eserini yayına hazırlamaya çalışıyorum. Kitabın zekat bölümünde bir cümle dikkatimi çekti, bunu aynen size aktarıyorum: “Zekâtı bir başka beldeye nakletmek (oranın fakirlerine vermek) mekruhtur.” Yani sizin etrafınızda yoksulluk varken kalkıp başka beldelerdeki yoksulları araştırmanız, zekatınızı ya da yardımınızı onlara yapmanızdan hoş olmayan bir durum ortaya çıkıyor. Yardım derneklerinin her sene bilhassa Ramazan ayında yapmış oldukları yardımlar gerçekten takdire şayan. Dünyanın dört köşesinden yoksul Müslümanlara yardım götürüyorlar, insanlık elini uzatıyorlar. Bu kurumların yardım faaliyetlerine katkıda bulunmak tabi ki erdemli bir davranış lakin önceliklere dikkat etmek gerekiyor.

Geçtiğimiz kış boyunca etrafta dilenen Suriyeli çocukları gördük hepimiz. Soğuk havalarda üzerlerinde doğru düzgün bir giyecek yokken dilendiler, soğukta kaldılar, hastalandılar, belki de ömürlerini tamamladılar bu şekilde. Bu çocukların sokaklarda dileniyor olmasının suçu biraz da bize ait, elimizi yeterince onlara uzatmadığımızı gösteriyor bu. Trafik ışıklarında bekleyip dilenenlerden işlek sokaklarda dilenenlere kadar onlarcasını belki yüzlercesini gördük. Devlet el uzatıyor illa ki fakat demek ki yeterli olmuyor devlet eli ki bizlerin de eline ihtiyaç duyuluyor. Bizim de bu memlekette aynı havayı onlarla teneffüs eden insanlar olarak bir miktar bunlara destek olmamız icap eder. Yukarıda da dediğim gibi, önce yakın çevremiz ardından da aynı iklimi yaşadığımız insanlar. Misafiri dilendirmek ev sahibine yakışmaz zira.

Vicdan sahibi her insan kazandığının bir kısmını da olmayanlarla paylaşmak ister. Küçük maaşlarının bir bölümünü her ay düzenli bir şekilde yoksullara ayırmaktan mal-mülk sahibi olup da her sene bir miktarını yoksullara bağışlamaya kadar çeşitli erdemleri var bizim milletimizin. Tabi ki yardımı dışarılara göndermek de bir seçenek ve tabi ki bir erdem fakat fıkıh kitaplarında da yazdığı gibi öncelikli olan kendi beldemiz. Bu açıdan bakıldığı zaman bu sene yardıma ayırdığımız bütçelerimizi kendi memleketlerimizin içinde harcamaya gayret gösterelim. Memleketimize savaş belası gelip yerleşen insanlardan yerli olup da kendini ifade edemeyenlere kadar herkesi bulmaya, ulaşmaya çalışalım. Ulusal yardım derneklerinin hesaplarına oturduğumuz yerden para göndermenin kolaylığını bir süreliğine bir kenara bırakalım da yerel derneklerin kapılarını aşındıralım biraz.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir