Üniversite Eğitimi Ne Kadar Kıymetli

Üniversite eğitimi toplumumuz tarafından gereğinden fazla önemseniyor. Bir alanda lisans sahibi olmak tabi ki önemsiz değil. Fakat memleketin ihtiyacı sadece lisans mezunları değil. Öğretmene, doktora, mühendise, muhasebeciye ihtiyacımız olduğu kadar sucuya, elektrikçiye, inşaat ustasına, tezgâhtara da ihtiyacımız var. İki yönlü bir ihtiyacın bir yönünü yarım yamalak yaparken diğer bir yönünü görmezden geliyorsak ikisinden de verim alamamamız sürpriz olmuyor.

Meslek seçimi hayatın merhalelerinden birisi, en önemlilerinden birisi. İnsan doğar, büyür ve seçim yapmaya başlar. İş seçer, eş seçer, ev seçer, memleket seçer… En temel seçimlerinden birisi iş seçimidir. Meslek seçimini ya bir lisans diploması üzerinden ya da gençlik yıllarında yapmayı öğrendiği başka bir alana yönelik yapmalıyken üniversite eğitimine haddinden fazla yüklenilmesi sebebiyle diploması olup da uygun iş bulamayan yüzbinlerce işsiz ortaya çıkıyor. Gençlik yıllarında başka bir alana yönelmeyip bir diploma sahibi olarak buna uygun iş arayanlar külkedisi masalındaki prens gibi, elinde bir ayakkabıyla ona uygun ayak arayanlar gibi geliyor bana. Hâlbuki bu işsizlerin içinde diploma gerektirmeyen alanlarda çok yetenekli olabilecek ne cevherler var. Kim bilir? Belki de bu diplomalı işsizler arsından bir tanesi, işletme diplomasıyla iş arayan bir tanesi, meziyetlerine uygun yönlendirilseydi daha lise çağlarında hayat boyu yapabileceği mesleği bulurdu. Öğretmenlik okuyup atama bekleyerek bunalımlarla dolu yıllar geçireceğine daha iyi yapabileceği, lisans diploması gerektirmeyen bir alana yönlendirilmiş olan birisi topluma daha fazla katkı sunmaz mıydı?

Burada toplumun değer yargılarındaki yanlış ortaya çıkıyor. Toplumumuz ne yazık ki, diploma sahibi işsize, diplomasız zanaatkârdan daha fazla saygı gösteriyor. O fırıncı olmasaydı canım ekmekleri nasıl koyacaktınız sofranıza? O inşaat ustası olmasaydı o evde nasıl oturacaktınız? Bir lisans diploması olmadığı halde işinin hakkını veren bir elektrikçi, saygıyı en az diploması olan kadar hak etmiyor mu? Boşuna mı demiş Mehmet Akif, “Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası dostunun yüz karası düşmanının maskarası” diye. Önemli olan işinin hakkını vererek rızkını helal yollarla kazanmak değil de bir diploma sahibi olmak mı?

Kurban olduğum Allah, herkese bir yetenek vermiş. Zorlamanın anlamı yok. Yeteneğiniz sizi bir üniversiteye yönlendiriyorsa rızkınızı buradan kazanırsınız aksi halde üniversite kapılarınız zorladığınız zaman hem başka alanlarda potansiyeliniz olan başarıdan vazgeçmiş olacaksınız hem de kapalı bir kapıyı açmak için aşırı zorlanacaksınız. Üstelik toplumunuza vereceğiniz katkının, verebileceğinizin çok altında olması da cabası.

Eğitim sistemindeki çürümenin temel yansımalarından sadece birisi bu zikrettiklerim. Toplum diplomaya önem verdiği için diğer meslek dalları aşağı görülüyor. Diplomasız işlere yönelim azalıyor. Ardından da üniversiteli işsizler ordusu iş bulamazken ara eleman ihtiyacından dolayı birçok iş kolu kapasitenin çok altında verimle çalışarak memleketin hayrına sunabilecekleri hizmetleri sunamıyorlar. İyi bir rehberlik ve rehabilitasyon lazım. Üniversite diplomasına atfedilen kutsiyet toplum nezdinde olması gereken seviyelere çekilmeli, ekmeğini helal yollarla kazananların saygınlığı yine olması gereken seviyelere çıkarılmalı. Gençlerin hangi alanda yetenekli oldukları daha ortaokul çağlarında belirlenerek iyi bir rehberlikle uygun oldukları alanlara yönlendirilmeleri yapılmalı.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir