Türk’ün Genetik Tarihi [Osman Çataloluk]

Bir miktar genetik bilseydim daha iyi anlayabilirdim bu kitabı diye düşünüyorum. Bu haliyle de anlaşılır ama yine de eksikliğini hissettim. Yazar on senelik bir çalışmayla oluşturmuş bu eseri. Binlerce yıllık fosillerden mezarlara kadar her şeyi araştırdığı gibi arkeoloji, tarih, filoloji gibi birçok alanda da araştırma yapmış.

Kitaptan anladıklarımı özetlemek gerekirse. İnsanlar genetik olarak haplogrup dediğimiz birimlere ayrılıyor. Bu haplogrup belli genetik özelliği taşıyan akraba topluluklar anlamına geliyor. A, B, C, D, E…. diye gidiyor. N, O ve P grupları Asya’da yaşıyor ve daha sonra R grubu ortaya çıkıyor. Türk Milletini temsil eden R. Bu R grubu da tarih içinde ayrılıyor (yaklaşık 25 bin yıl önce), R1a ve R1b olarak. Bu R genlerini taşıyan kimler var diye sorarsanız “kimler yok ki” diye cevaplarım ama önce şunu belirteyim ki hep Türk olduğunu düşündüğümüz Kızılderililer aslında Q grubundan geliyorlar. Amcazadeler oluyorlar. R genini taşıyanlar ise biraz karışık bir halde ve başta Türkler olmak üzere şunlar: Slav ırkları, İrlandalılar (%63), Almanlar (%40), İngilizler (%45), Basklar (%93), Ruslar (%50), Yahudi milletinin içindeki Askenazi adlı bir grup, Sümerler ve yazarın iddiasına göre Sümerli olan Hazreti İbrahim ve Hz. İbrahim soyundan gelen Hz. Muhammed (A.S), Hititler, Lidyalılar, Yunanlılarla karışarak Hellen uygarlığını oluşturan Dorlar, Lidyalılar, Spartalılar (kaç yüz taneydi işte onlar), Saksonlar, Çekler, Keltler, Hindistan kastlarının en üstündeki kastta olanlar, Etrüskler, Finler, İsveçliler, Gotlar kitapta adı geçen belli başlı R grubu gen taşıyan milletler. Basklar ve Çerkezler çok yakın akrabaymış ayrıca. Aşağıdaki grafikte kırmızı ve sarı ile işaretli pasta grafik dilimleri R1a ve R1b genlerini taşıyan insanları gösteriyor. Yalnız Türkiye’de Avrupa kadar yaygın değil. Avrupa’da hele ki batı Avrupa’da Türkiye’de yaşayandan daha fazla Türk varmış orantısal olarak.

Yine yazarın iddiasına göre MÖ 12000 – MÖ 1000 yılları arasında Avrupa’da Türk kültürü ve dili hâkim durumda. Hintlilerle Avrupalıların hiçbir akrabalığı yok, bu sadece İngilizlerin Hindistan’ı sömürmek için uydurdukları bir palavra. Zaten genetik yapıları farklı, süt enzimlerini sindirme açısından da incelenmiş bu milletler ve Hintlilerin Türkler gibi süt enzimlerini kolay sindiremedikleri ortaya çıkmış. Ölü gömme şekillerini de detaylı bir şekilde incelemiş yazar. Ölüleri gömme gelenekleri de Avrupa milletleriyle Türkler arasında benzerlik gösteriyor. Hatta ölüyü yakmayıp gömme işini yapanların hepsi Türk bile olabilir.

Yazar kitabının önemli bir bölümünde İskitler ve Peçenekleri incelemiş. Kral Arthur’un yuvarlak masa şövalyelerinin 6 tanesi İskitmiş. Heredot tarihinden de İskitlerle ilgili bilgiler edinmiş.

Kitabın bence en ilgi çekici yerlerinden biri de ilk sayfalarda bahsettiği kök R kısmı. Nasıl Maraş kahraman, Urfa şanlı, Antep gaziyse Malatya da kök olmalıdır diyor. R genlerinin kökü Malatyadaymış. Kökmalatya. Fena durmuyor.

Türk olduğum için mutluyum, tarih boyunca kahramanlık, doğruluk ve vicdanlılığın örneği olmuş bir milletle aramda bir bağın olması benim için mutluluk kaynağı fakat dedelerimin son otuz bin yıl içinde hangi gruplarla akrabalık kurmuş olduklarını tahmin etmem mümkün değil. Benim seçimim olmayan bir durum hangi milletten olduğum ve Müslümanlık benim için Türklükten daha baskın bir kimlik. Bu açıdan yazarın eseri bana saf ırk diye bir şeyin olmadığı, bugün menfi milliyetçilik yüzünden birbirlerinin kanını döken insanların büyük ihtimalle aynı dedenin torunları olduğu mesajını verdi. Ülkemizin başına terör belasını saranlar bu şekil bir milliyetçiliği kullanıyorlar kanlı emelleri için fakat bir DNA testi yapılsa herkese eminim ki %99 ihtimal çok yakın bir akrabalık ortaya çıkacak.

Togan yayınlarından çıkan 488 sayfalık bu kitabın yazarı Osman Çataloluk. Kitap 2012 yılında basılmış. Biraz teknik terimlerin ve isimlerin çokluğu kafa karıştırsa da zevkle okuduğum bir kitap oldu.

(konuyla ilgilenenlere www.eupedia.com sitesine göz atmalarını tavsiye ederim)

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir