Türkiye’nin Yakın Tarihi [İlber Ortaylı]

Türkiye’nin Yakın Tarihi kitabı İlber Ortaylı’nın muhtemelen değişik yerlerde yayınlanan makalelerinin toplanmasıyla oluşan bir kitap. Hocanın yazılarını herhangi bir yerden takip etmediğimden ve aynı şeylerin birden fazla defa tekrar edilmesinden çıkardım bunu yoksa emin değilim. Kitapta Osmanlı’nın son döneminden yakın zamana kadarki süreç içerisinden önemli bazı ayrıntılar işlenmiş. Tarihe ilgisi olanların bile ilk defa duyacağı bilgilerle birlikte bilinmesine rağmen “hiç böyle bakmamıştım” denilecek bakış açıları mevcut. Bu açıdan Ortaylı’yı takdir ettim.
Birinci bölümde Anayasa Tarihimiz başlığı ile Osmanlı’dan 82’ye kadar Anayasalar ve yapım aşamaları anlatılmış. İkinci bölüm Yakın Tarihimiz Üzerine Notlar başlığını taşıyor. Türkiye’nin Dış Politikası’na geniş bir yer ayrılmış. Tarihten Miraslar ve Eğitim Sistemimiz ile eser tamamlanıyor. Hocanın değişik konulardaki görüşleri kısaca şöyle:

“Test usulü imtihan tıp ve psikoloji uzmanlarının dediği gibi deha sahibi çocukların aleyhinedir. Türkçe üsluba hatta hiçbir dilin üslubuna değil, kutu doldurmaya önem verilmektedir.”

• Osmanlı saltanatının üyeleri saltanat kaldırıldıktan sonra Türkiye aleyhine hiçbir faaliyete girmemişlerdir ve bu takdir edilesi bir davranıştır. Avrupa bankalarında parası olmayan tek hükümdar ailesi Osmanlı ailesidir.

• Hilafetin yeniden ihya edilmesi mümkün değildir.

• İttihat ve Terakki Fırkası feshedildi fakat İttihatçılık bir şiar olarak varlığını sürdürmektedir. İttihatçı, hayatı pahasına dayanışma içinde olan yoldaşlar topluluğudur.

• “İttihatçılar vatanseverdi. Bu onların hem gücüydü, hem de hatalarının bir nedeni…”

• Şehirlerde cadde, sokak, meydan vb. yerlerin isimlerinin değiştirilmesi şehirleri kimliksizleştiriyor. Şehirlerin kimlikleri ve ananeleri bu isimlerle belirlenir.

• Harf devrimine geçtiğimizde Türkçe eserler 40 bin civarındaydı. Aynı rakam Rusya’da 300 bin, İngiltere’de 2 milyon kadardı. Yani harf devrimi bizi o kadar da geri bırakmadı. Üstelik Arap harfleri Türkçeye uygun da değil. Tanınan kelimeler karineyle okunur.

“Okuma alışkanlığı için galiba iyi bir eğitim ve insanların yalnız kalmayı sevmesi baş şarttır. Bugün okuma-yazma alışkanlığı bilgisayar sayesinde gelişiyor diyoruz. Bilgisayardan metin taraması yaptığımız zaman okuma dışında dedikodunun yaygın olduğu görülüyor. Ciddi bir tehlike daha var; bilgisayar üslubu nedeniyle imla bozuluyor. Demek ki bilgisayarın kayıt ve saklama üstünlüğünden ve hızlı işlem niteliğinden yararlanmak için dahi kitap okumak gerekiyor ve başarılı bir matbaanın eseri olan güzel bir kitabın yerini hiçbir şey alamıyor.”

• Genç Türkiye iddialıydı. 1930’ların incir-üzüm ihraç eden tarımsal üretimle ayakta duran Türkiye’si ikinci sınıf değil birinci sınıf toplumlar arasında yer alma iddiasındaydı. (Bize bu aşağılık kompleksi ne zaman bulaştı acaba?) Tahılla geçinen fakir cumhuriyet Bizans araştırmaları için yurt dışına öğrenci gönderiyor. Atatürk’ün bu iddialı bakışı ve heyecanını anlayamayanlar yüzünden geriye düştük.

• Tarih yazmak mektup yazmaya benzemiyor, mürekkebi uzun sürede kuruyor.

Kitabın ana hatları yaklaşık olarak böyle. Tabi ki detayına vakıf olmak, hocanın entelektüel ve kendine özgü bakış açısını görmek için baştan sona okumak gerekiyor. Timaş yayınları tarafından basılmış eser.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

2 thoughts on “Türkiye’nin Yakın Tarihi [İlber Ortaylı]

  1. Ben de aynı şekilde arap harflerden latin harflerine geçmenin kolay olması veya fazla kaybının olmaması düşüncesine pek katılmıyorum. Bir iki nesil önceki yazılanları bilmeyen, anlamayan bir durumdayız.

    1. Zaten fazla bir şey üretmemiştik diyor hoca fakat hocanın görüşü mü daha doğru sizinki mi asla bilemeyeceğiz.

Ramazan A. için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir