Türkiye Sokak İsimleri Sözlüğü

Nüfus arttıkça evler, evler arttıkça sokaklar, sokaklar arttıkça da sokak isimleri çeşitliliği artıyor. Her yeni açılan sokakla birlikte sokağa isim verme ihtiyacı da hâsıl oluyor. Sokaklara isim vermek çok mühim bir hadise. Çocuğa isim vermek gibi adeta. Evinize gelen postacısından pizzacısına kadar envaı çeşit meslek erbabı nasıl bulacak sizi? Sokağınızın bir ismi olacak ki adam sizi bulabilsin. Peki bu sokak ismi konusundaki çeşitlilik ve değişkenlik büyük bir problem olarak varlığını sürdürmüyor mu?
Her sokak isminin bir tarihi, bir kökeni var. Yeni açılan sokağa ya da caddeye devlet büyüklerimizin isimlerini vermek eski bir adet. Örneğin Osmanlı döneminde bir vali, diyelim ki adı Ahmet Paşa, bir okul yaptırıyor şehre ve talebeler rahatça gidebilsinler okullarına diye ufak bir istimlak hamlesiyle okula giden yolu temizleyip cadde haline getiriyor. Haliyle caddenin adı Ahmet Paşa Caddesi oluyor. Bir reisi cumhur döneminde açılan bir cadde de onun inayetleri ile açıldığı için onun adıyla anılıyor. Doğal hadiseler bunlar. Benim sorun ettiğim durum yeni açılan sokaklara verilen isimler ve bu isimlerin zaman içerisinde değişime uğrayışları.

Kahraman milletimizin serdengeçti diye tabir edebileceğimiz şekilde canını hiçe sayarak vatanı, milleti, dini, devleti ve kutsal sayılacak tüm değerleri için tehlikelere atılması tarihimizin artık olağan diyebileceğimiz olaylarındandır. Bu şekilde şehit olanlarımızın sayısı da az değildir. Biz de milletçe vefayı bir semt adından öte manalarıyla tanıdığımız için her birine ayrı ayrı kıymet vermiş, unutulmasın diye çeşitli vesilelerle çeşitli yerlere vermişiz bu insanların isimlerini.
Son zamanlarda, bilgi akışının hızındaki artışa paralel olarak gelişen sosyal medyadaki popülerlik patlaması da sokak isimlerimize yeni bir kaynak oluşturuyor. Sosyal medyada bir müddet trajik ya da komik ya da mutluluk verici hikâyesiyle kendisine yer bulan kişi bir bakıyorsunuz ki bir yere ismi verilerek taltif edilmiş, yüceltilmiş. Böylelikle sokak isimlerimize kaynaklık edecek isim mecrası sayısını üçe tamamlamış olduk.

Burada benim sorun olarak tespit ettiğim durum zaman içerisinde kişilerin ve kendilerini kahraman haline getirecek olan olayların unutulacak olması. Büyük bir olayda kahramanca bir şekilde canını ortaya atan ve şehadet mertebesine erişen kişi de diğer trajik olayın kahramanı olan kişi de bir şekilde zaman içerisinde unutulup gidecek. Hele ki kişi adlarının sayısının yıllar içerisinde sürekli olarak artacağını da düşününce bu isimlerdeki artış insanımızın takip edebilme yeteneğinin çok çok üzerinde olacak. Bir sokağa ismini vermiş olan şahsiyet düşüncelerde “Kimdi acaba bu?” şeklindeki basit bir soru işaretiyle dahi kalmayacak, unutulup gidecek. Bu isim enflasyonu da taltif etmek istediğimiz kimselerin isimlerinin unutulmamasına yarayacak muhakkak lakin meselenin ne olduğu hatırlanmayacak bir süre sonra.

Daha acı bir ihtimalden söz etmeye dilim varmıyor fakat bir sokağa ismini vermiş olan şahsın zaman içinde hem kahramanlığının hem de kim olduğunun unutulması sebebiyle yerini başka birisine bırakması. Hiç unutmadık, unutmayacağız türü taze acı söylemleri tazelik bittikten sonra yerini daha taze olana bırakıyor ister istemez. İnsan nisyan ile malul, biliyoruz hepimiz.

İşte tüm bu sebeplerden dolayı, her şehir ve hatta her ilçe kendi sokaklarının isimlerinin kökenlerini araştırarak yıllık bazda yenilenecek bir “Sokak İsimleri Sözlüğü” oluşturmalı. Hangi kahraman, hangi yılda, ne sebeple verdi bu sokağa adını diye not düşülmeli tarihe. İnternette ve sosyal medyada geçen isimlerin kalıcılığını biliyorsunuz. Vefayı gerçek manada yaşatmak için kahramanlarımızın isimlerini ölümsüzleştirecek bir şekilde hikâyelerini kayıt altına almalı, sokak isimlerinin altına da icabı halinde atalarımızın cami-çeşme gibi yerlere yaptıkları kitabeler gibi kitabeler hazırlamalıyız.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir