Trafiği Çöz

Eskiden değişik yerlerde “ihlası öde” yazılmış duvarlara rastlardım. Paralarını alamamış İhlas mağdurları çaresizlikten işi duvar yazılarına dökmüşlerdi ve belki Türkiye’nin her şehrinde vardı bu aynı duvar yazısı. Malatya’nın trafiği bu şekilde gidiyorken sağda solda “trafiği çöz” yazılarına rastlamayışımız ilgili kitlenin henüz duvar yazısına girişecek duruma gelmediğinden olacak. Yine de iyiye doğru gitmiyor durum.

Malatya, şehir olarak trafik sorunuyla karşılaşacak en son illerden birisi. Kişi başına düşen araç sayısı 0,15. Bu sayı mesela kişi başına 0,37 araç düşen Antalya ile kıyaslanınca trafik sorunumuzun Antalya’ya oranla yarıdan az olması gerekir. Ne yazık ki durum böyle gerçekleşmiyor. Trafik, şehrin önemli sorunlarından birisi olmuş ve önem sırasında yukarılara doğru tırmanıyor. Çok yakında bir gün akşamüzeri ya da sabah vakti tamamen kitlenecek trafik ve hayatımızın geri kalanına yaya olarak devam edeceğiz.

Bilhassa akşam vakitlerinde şehrin değişik noktalarında çok yoğun trafik oluşuyor. Bir saatte yürünebilecek mesafelerin araçla yarım saatte ancak alınabiliyor olması büyük bir trafik probleminin olduğuna delalet eder. Akşam evine dönmek için aracına binen ya da otobüse binen vatandaş için bu dönüş saati bambaşka bir ızdıraba dönüşmüş durumda. Evine gidip istirahat etmeyi, ailesiyle vakit geçirmeyi düşünmeden önce trafik belasını düşünüyor insanlar.

Bu sorun bugün itibariyle çözülemeyecek bir durumda değil. Önlemler alınır, uzun vadeli çözümler üretilirse bu sıkıntı aşılabilir. Ne yazık ki bizdeki işleyiş uzun değil kısa vadeli çözümleri deneme-yanılma yoluyla değil de sadece deneme yoluyla çözmek üzerine kurulu. Deneme-yanılma metoduna göre bir şey denersiniz ve olmazsa değişiklik yaparsınız. Bizimkiler bir şeyi deniyorlar yanlış da olsa varlığını sürdürüyor o ilk denenen. Birkaç yolun tek yöne düşürülmesi mesela, kağıt üzerinde çok güzel görünüyordu muhtemelen ki hızlı bir şekilde uygulamaya geçirildi. Ne yazık ki netice alınamadı ve trafik sorununun her geçen gün artmasına engel olamadı. On yıldır hizmet veren alt geçitler de keza trafiğin artmasına sebep oldu fakat ne yazık ki kör-topal da olsa işleyişlerini sürdürüyorlar. Minibüslerin durak yerine yolları kullanması, otobüslerin dur-kalklarını kendilerine ayrılmış cepler yerine yolun ortasında yapmaları, trafik ışıklarının gerekli yerlerde olmayıp gereksiz yerlerde akışı durdurması bir çırpıda sayabileceğimiz trafik sebepleri. Bunlara sürekli artan nüfus ve araç sayısına karşılık yeni güzergahların oluşmaması, şehrin tek merkezli yapısından kurtulamaması, araç park edecek yerlerin olmaması gibi sorunlar da eklenince hadise kaosa doğru yol alıyor.

“Trafiği çöz” belki duvar yazısı haline gelmeyecek lakin eviyle işi-okulu arasındaki mesafe yürüyüş mesafesinden daha fazla olanlar için günlük bir yakarış olarak varlığını sürdürecek.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan