İhsan Oktay Anar’ın yıllardık beklediğim yeni kitabı Şubat ayında piyasaya çıktı. Mart ayında aldım fakat geniş bir vakitte okuyayım diye bekletmiştim, yine de dayanamayıp dar vakitlerde okudum. Tiamat adlı eser diğer İhsan Oktay kitaplarından biraz farklıymış gibi geldi bana. Kısa bir roman, uzun bir hikâye görünümündeki bu eser bir denizaltında geçen (muhtemelen Osmanlı’nın son dönemlerinde) esrarengiz ve korkutucu olaylar silsilesi şeklinde bina edilmiş. Anlaşılan o ki Birinci Dünya Savaşı esnasında düşman gemilerini batırmak maksadıyla dolaşmakta olan bu denizaltı-tahtelbahir sefer sırasında esrarengiz bir gemiyle karşılaşıyor. Geminin mürettebatı ölmüştür ve gemide altın görünümlü esrarengiz bir tabut ve birkaç parça eşya vardır. Bu eşyaları denizaltına taşıyan mürettebat başlarına gelecek olanların farkında değildir.
Poe’nun korku hikayelerine benzeyen bu eseri çok zevkle okuduğumu söyleyemeyeceğim. 156 sayfalık roman, Everest Yayınları tarafından basılmış.
