Tarihi Yargılıyorum [Gündüz Vassaf]

Gündüz Vassaf‘ın süper iddialı isme sahip kitabını kütüphanede gördüm tesadüfen. Yazarın Cehenneme Övgü kitabını okumuştum yıllar önce. Hadiselere ters açıdan bakan bir kitaptı, bu da öyledir ümidiyle aldım, yanılmamışım. Gündüz Vassaf bu kitabında tarih diye bize anlatılanların ne kadar doğru olduğunu sorguluyor. Birilerinin bilmemizi istediklerini mi biliyoruz gerçekten olanları mı? İleride tarih okuyacak olanlar acaba gerçekten de bugün olanları mı öğrenecekler yoksa birilerinin bilmelerini istediklerini mi? Amerika Irak’a ve Afganistan’a girerek, demokrasi adı altında yüz binleri katletti mi etmedi mi? Gerçekten de bilginin kaynağının sadece Google olarak bilindiği bir çağdan geleceğe neler kalacak diye merak etmiyor değilim. İsrail diye bir ülke yüz yıl önce yoktu. İbranice diye bir dil de konuşulmuyordu. Uydurma tarihler yazarak Yahudileri Filistin topraklarına gönderenler onlar için tarihler ve diller uydurdular. Gelecek nesiller bilgi kaynağı olarak saçma sapan internet sitelerini Google’yi, Wikipedia’yı kullanarak gerçekte neler olup bittiğini öğrenebilecekler mi acaba? Söz uçar yazı kalır artık elektronik yazı uçar gerçek yazı kalır diye değişmeli. Söz uçuyor, internette bilgiler uçuyor, bir tek yazılar kalıyor, onlar da imha edilmezse eğer.

Bugün Gazze’ye yardım götüren bir gemi İsrail askerleri tarafından saldırıya uğradı. Bir sürü silahsız masum öldü. Dünya ağzını ayırmış olan biteni izliyor. BBC, New York Times gibi birkaç internet sitesine girdim. Haber olarak vermişler ama en çok okunan haberler listesinde son sıralarda. Bu sitelerde en fazla okunan haberler piyasalar ile alakalıymış. Türk medyasında çok geçti haber ama bir zaman sonra unutulacak. İster istemez unutulup gidecek. Ayrıca Hatay’da bir saldırı sonucu askerlerimizin şehit olması haberi vardı bugün. Masum yavruların hiç uğruna, canavarca hislerle katledilmesi de unutulup gidecek bir gün. Bilgi çağında bilgi, saman alevi gibi.

Bugün artık insanlık televizyon ve internet vasıtasıyla düşünme kabiliyetini uyuşturmuş durumda. Teknolojinin bu kadar ilerlemediği zamanlarda bu aletlerle beyinlerimizin uyuşmadığı zamanlarda kalbimize giden bir yol vardı gündelik hadiselerden süzülen. Ve böylesi haberleri aldığımız zaman, anında almasak bile, üzülüp gözyaşı dökebiliyorduk belki de. Şimdiyse hemen kanalı değiştirip eğlence programına geçebiliyoruz. Web sayfasını kapatıp piyasalarla ilgili haberlere geçebiliyoruz. Kalbimiz uyuşturucu müptelası olmuş adeta.

“Günümüzde kullanılan haber teknolojisi, reklamlar gibi anlık, dikkat çekici sesli görüntüler üzerine kurulu. Özellikle ekrandan aynı anda gelen çeşitli simge ve mesajlarla izleyici boğulurken, karşılaştığı bolluk önünde de bilgilendim sanıyor. Bunun en iyi örneği ABD kamuoyu”

158 sayfalık kitap İletişim Yayınları’ndan çıkmış.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir