Şu Feleğin İşine Bak

Şirket egemen dünya düzeninin iki alanda derin ve onarılması imkânsız etkileri-hasarları var. Birincisi insanlar üzerinde ikincisi canlılar ve dünya üzerinde.

 İnsanlar üzerindeki etkisi şöyle: Adaletsiz bir şekilde dünyadaki varlıkların çoğunluğunun, dünya nüfusunun azınlığının elinde olması. Kalan az bir kısım yeterli olmuş olsa idi sorun yoktu belki fakat ne yazık ki sömürenlerin doyma duygusu olmadığı için sömürülenler açlıklarından ölüyorlar. Diyeceksiniz ki “insan zaten zalim bir yaratık, bu başına gelenleri hak ediyor” ben de derim ki “haklısınız, fakat, çocukların suçu ne?” Dünyadaki çocukların yüzde doksanından fazlası fakir ailelerde dünyaya geliyor. Yüzde doksandan daha yüksek ihtimalle hayatlarının geri kalanını da fakir olarak geçirecekler. Eğitime erişim olanakları da sınırlı olacak bu çocukların. Eğitimsiz ailelerde doğan çocuklar da yine aynı ihtimallerle eğitimsiz olarak sürdürecekler hayatlarını. Tek suçun fakir ve eğitimsiz ailelerde doğmak olduğu bir dünya düzenine bakar mısınız. Şirket egemen dünya düzenine göre yüz ekmek ve yüz kişinin olduğu bir yerde bir kişi bir ekmek yer ve diğer ekmeklerin hepsi çöpe atılır.

 Şirket egemenliğinin etkileri bununla da kalmaz, insan ve diğer canlılara yönelik yok edici hamlelerle devam eder. Üzerinde yaşadığımız dünya insan ve tüm diğer canlılar için yaşanamayacak bir hale gelme yolunda hızla ilerliyor. Şirketlerin kurgusunun sadece yıllık kazanca göre yapıldığını düşünürseniz gelecek yılı neden hesaplamadıklarını daha iyi anlarsınız. Gelecek yıl hesaplanmayacağına göre çevreye verilecek zararlar da hesaplanmayacak. İnsanı geçtim. Kuş çeşitlerinden balık çeşitlerine kadar bütün canlılar bu hesapsızlıktan nasiplerini alıyorlar. Bir fabrikanın, atıklarının çevreye verdiği zararı gidermek için harcamaktan kaçındığı miktar kâr hanesine yazılsa dahi uzun vadede sebep olacağı deformasyonun tüm canlılar için nasıl bir yıkım olduğunu varın siz hesap edin.

 Adaletsizlik ahlak yoksunluğunu, ahlak yoksunluğu ise adaletsizliği getirir. Şirketlerin vicdansızca yürütmekte oldukları bu sistem ahlaksızdır, insanları da ahlaksızlaştırarak kendini meşrulaştırmaya çabalar. Adaletsizdir, insanların içindeki adaletsizliğe karşı isyan etme duygusunu körelterek varlığını sağlamlaştırır. Bugünkü dünya düzeninin adaletsiz olduğunu herkes görmüyor mu? Görüyor fakat farkında değil, farkında fakat sesini çıkarmıyor. Kitle iletişim araçlarına şöyle bir göz atın. Soytarılığın altın çağının yaşandığını göreceksiniz. Amaçları başkalarını eğlendirmek olan soytarıların bugünün dünyasında önemli kişi, VIP olarak gündemde olmalarının sebebi ne acaba? Sizi uyutmak için olmasın? (Soytarılığın altın çağını da konuşalım bir ara.)

 Haftaya, değişik sektörlerden şirketlerin yaptıkları kötülükleri ve kötülük yapma şekillerini konuşalım. İnsanlar arasındaki adaletsizliklere ne yollarla kaynaklık ediyorlar, geri dönüşü imkânsız şekilde dünyayı nasıl yok ediyorlar, bunlara bakalım. O türkünün sözlerini de şöyle değiştirelim: Şirket bizi esir almış, Şu feleğin işine bak…

6 Aralık 2018 Net Haber yazım

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir