Söylerler Söylerler Susarlar

Bu depremin bu kadar can kaybına sebep olmasının sorumluları sipere yatmış bekliyorlar. Halk biraz söylenecek, içini dökecek, ardından her zaman olduğu gibi her şey unutulup gidecek. Başka gündemlerin ortaya çıkmasını bekliyor, yeni gündemlere can simidine sarılır gibi sarılıyorlar. Kendi kendilerine gündem oluşturma meziyetleri olmadığı için halkın söylenip söylenip susmasını bekliyorlar. 

Japonya, deprem sonrası en çok konuşulan yabancı ülkelerden. Deprem tecrübeleri bizden fazla olduğu gibi “ben her şeyi bilirim” tarzı idarecileri de yok. Yöneticileri hata yaptıkları zaman “keşkelerim” yok diyecek yerde “keşke daha dikkatli olsaydım” diyerek aksiyon alıyorlar. Tevazu konusunda Japonlardan öğreneceklerimiz depreme hazırlık konusunda öğrenebileceklerimizden fazla anlaşılan. 

Modern bir ülkede yaşıyor olsaydık, böyle bir felaketin ardından peş peşe istifalar gelirdi. Kişi kendisini suçsuz görüyor olabilir fakat yine de suçluların daha rahat araştırılabilmesi için ya da kendi suçsuzluğunun daha objektif bir şekilde ortaya çıkarılabilmesi için istifa etmek en erdemli davranış olacaktı. Kimse istifa etmedi, herkes hem kendinden emin hem de koltuğuna yapışmış durumda. Bakalım ahirete de intikal edebiliyor mu o koltuklar yapışık olduğu sahipleriyle birlikte. 

Suç duyurusunda bulunuldu. Birkaç Malatya barosu avukatı geçmiş dönemler de dahil olmak üzere belediye başkanları ve imar komisyonları hakkında suç duyurusunda bulundu. Bir şey olacağını sanmıyorum ama en azından söylenip söylenip susmaktan farklı bir şey yapmış oldular. 

Belediye başkanları, eski belediye başkanları, imar işleri çalışanları ve bu işlerde parmağı olan herkes. Zemini inşaata uygun olmayan onca araziyi imara açan, izin veren, onaylayan herkes. Sağlam olmayan binalara müdahale etmeyerek bu yıkımın sorumlusu olan herkes. Bu büyük yıkımın ve can kayıplarının sorumlusu olan herkes hesap vermeli.

 Malatya kadar yıkıma uğrayan başka bir şehir yok. Bunun hesabı sorulmalı ve hesap sorarken kimse atlanmamalı. 

Söylerler söylerler susarlar diye bekliyorlar. Beklerken de işi siyasete vuruyorlar. Bu büyük yıkımdan söz edenlere siyasi bir elbise giydirmeye çalışıyorlar. Hayır efendim, siyasi hiç bir yönü yok bu olayın. Sorumlular siyasi görüşlerinden, dillerinden ve dinlerinden ve mezheplerinden ve sığınabilecekleri ve üyesi oldukları her topluluktan bağımsız olarak hesap vermeliler. Gerekirse mensubu oldukları parti onları ihraç etmeli ki yargı etkilenmesin. Gerekirse mensubu oldukları tüm sivil toplum kuruluşlarından çıkarılmalılar. Böylelikle konunun siyasetten bağımsız olduğu anlaşılmış olur. 

Söyleyip söyleyip susmayalım. Dert adamı söyletirmiş. Varsa bir derdiniz, lütfen söyleyin. Eviniz yıkıldıysa, dost ve yakınlarınız enkaz altında can verdiyse, yaralandıysanız, evsiz barksız kalmış binlerce insandan biriyseniz. Bunların hepsi ya da en az birini yaşıyorsanız dertlisiniz demektir. Dert sizi söyletsin lütfen. Siyasetten ticaretten bağımsız olarak haykırın derdinizi. Sorumlular kimse yargılansın. Kaybettiklerimizi geri vereceğinden değil, bir daha aynı hataları yapacak olanlar iki kere düşünsünler diye.

10 Mart 2023 Net Haber yazım

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir