Soykırım Meselesi

Yıllardır aynı terane okunur durur. Senede bir kere Amerika’nın bilmem ne meclisi toplanır, fi tarihinde Ermeniler ile Türkler arasında vuku bulan hadise soykırım mı idi değil miydi diye tartışırlar. Daha da kötüsü bizim medyamız da bu temcit pilavı her önüne geldiğinde yazılacak başka konu yokmuş gibi hemen gündemlerini bu mesele üzerine kurarlar. Güliver’in Gezileri kitabını okuyanlar bilir. Orada iki ada halkı arasında yumurtanın acaba sivri kısmını mı kırarak yemek lazım yoksa diğer taraftan mı kırmak lazım meselesi yüzünden savaş çıkar ver birbirleri ile kanlı bıçaklı olurlar. Bizimkisi de o hesap. Acaba bundan bir asır önce böyle bir soykırım hadisesi meydana geldi mi?

İnsanda utanmanın arlanmanın dışında birazcık da mantık olmalı. Bizim meclisimiz şimdi toplansa, Amerika devleti zencileri katletti diye karar alsa bu hem mantıksız olur, hem de bizi ilgilendirmez. Hâlbuki her gün gündeme gelmiyor, değişik ülke meclislerinde hakkında karar alınmıyor olsa dahi şu bir gerçek ki Amerika devleti masumların kanı dökülerek kurulmuş ve yaşamış bir devlettir. Zencileri kesen onlar, Kızılderilileri doğrayan onlar, çoluk çocuk genç yaşlı demeden atom bombaları ile yüz binlerce Japon’u katleden onlar, dünyanın bir ucundan kalkıp gelip Irak’ı, Afganistan’ı işgal ederek buralardaki insanları türlü zulümler yapanlar onlar, İsrail’i ve dolayısı ile terörü himaye ederek daha bin türlü zalimliğe hamilik eden onlar; sonra da kalkıp siz Ermenileri katlettiniz diyorlar. Yüz sene önce olduğu varsayılan hakkında net bir bilginin dahi olmadığı bir hadisenin yanında gözümüzün önünde işlenen yüz binlerce cinayetin lafı bile edilmiyor. İnsanda biraz utanma olur.

Siyaset nasıl bir bilimse Tarih de bir bilimdir. İkisinin iç içe geçtiği yerler vardır fakat bu mesele de bir mantıksızlık var. Koca koca adamlar başka işleri yokmuş gibi kalkıp neden bir tarihi mevzuyu gün yüzüne çıkarmaya çalışıyorlar anlaşılır gibi değil. Neden tarihin yüzlerce diğer haksızlıkları bu haksızlık kadar fazla gündem işgal etmiyor bu da anlaşılır gibi değil. Neden bize çuvaldız batıranlar kendilerine iğne batırmıyorlar, bu anlaşılır. Türkiye bu coğrafyada barış yüzü görmesin, komşularıyla kanlı bıçaklı olsun, gelişmesin, kalkınmasın, hep olduğu yerde sayıp dursun istiyorlar.

Bu tacizlerin tek suçlusu Amerika’dır dersek haksızlık etmiş oluruz. Bizim siyasilerimiz, tarihçilerimiz, medyamız ve sinema sektörümüz de bir çırpıda sıralanacak ilk suçlulardır. Siyasilerimiz dünya politikasında yeterince etkin olup böyle meseleler ortaya çıktığında “Sizde hiç utanma yok mu ey yavuz hırsızlar, soykırımı icat eden sizken soykırım suçlaması da nereden çıktı ve dünyada konuşulması gereken bu kadar mevzu varken tarih muhabbeti yapmak nereden aklınıza geliyor?” diyemiyorlar. Bizim tarihçilerimiz medeniyetin zirvesinde oturduklarını zanneden milletlere dedelerinin hunharlıklarını doğru düzgün hatırlatmıyor. Daha da kötüsü bizim tarihçilerimiz kendi ataları ile barışık olmadıkları için dünya tarihini yazmış bir milletin kahramanlıklarını yeteri kadar dikte ettiremiyorlar başkalarına. Medyamız bu konuyu durup durup gündeme getiriyor, yok saymıyor hadiseyi. Yok saymayı bırakın basit bir hadise olarak dahi görmüyor, sanki dünyanın en önemli meselesiymiş bu gibi gece gündüz kafamızı şişiriyorlar. Son olarak da bizim sinemamız. Bütün dünya katliamcılarının ne kadar kahraman olduklarını izleyip durduk yıllarca sinemalarda. Katil Amerikalıların ataları vatansever oldu korkak İngilizlerin ataları aslan yürekli. Haçlılara Anadolu’yu mezar yaptığımız savaşların bile filmlerinde ne kadar kahraman olduklarını gördük adamların. Bizim tarihimiz bunların ellerinde olmuş olsa idi herhalde on katı kadar film çekerlerdi. Fakat ne yazık ki Fatih’ten Yavuz’a Selahaddin’den Kılıçarslan’a Atatürk’ten Abdulhamid’e kadar dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük kahramanların büyük çoğunluğu bizim atamız olduğu halde bunu duyuracak bir film bile izlemiş değiliz şimdiye kadar.

Bu film böyle devam eder yıllar boyunca. Biz kendimize gelmezsek, kim olduğumuzu bize düşmanlık edenlere duyurmazsak, her fırsatta kim olduklarını yüzlerine vurmazsak, daha çok toplanırlar adımızı katile çıkarmak için.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan