Sırru’l Esrar [Abdulkadir Geylani]

Sırru’l Esrar kitabının yazarının kim olduğu tam olarak belli değil. Önsözünde büyük ihtimal Abdulkadir Geylani dâhil bir kaç kişinin yazdıklarını içeren bir derleme olduğundan bahsediliyor zira Geylani’den sonra yaşamış bazı yazarlardan da alıntılar var. Kitap tasavvuf içerikli. 24 fasıldan oluşuyor.

1. fasıl insanın asıl vatanına dönüşü. İnsan dünyada asli vatanından kopmuş bir halde yaşamaktadır. Ölünce asli vatanına döner ya da uyku halindeyken yine özlemini çektiği asli vatana gider diyor. Bana mantıklı geldi zira bir ayetle de düşünce destekleniyor (Zümer 42). İnsanın varlığının gayesi tefekkür ilmidir. İnsan düşünmeye ve öğrenmeye geliyor dünyaya. Bunların haricinde 1. fasılda velilerin kerametlerinden vs. bahsediyor. Benim itibar etmediğim şeyler.

2. fasıl insanın aşağıların en aşağısına indirilmesi. Bu ruhların her birinin vücut beldesinde bir dükkânı vardır. …bu dünyada elde ettiği, topladığı şeyler, öbür dünyada boynuna asılacaktır.

3. fasıl ruhların bedenlerdeki dükkânları. Bu fasılda su üstünde ürümek, havada uçmak, tayy-ı mekân vs. kerametlerin olasılığından bahsetmiş. İnsanın kalbi ile hareket ederek tarikat ilminde derinleşmesi sonucu elde edeceği kazancı anlatmış.

4. fasıl ilimlerin sayısı. İlimler 4 tane imiş, şeriat, tarikat, marifet, hakikat.

5. fasıl tövbe ve tekin. Allah tealanın muhabbeti; ancak bedeninde bulunan emmare, levvame ve mülhime nefisleri alt ederek çok yemeyi, içmeyi, uyumayı, boş konuşmayı sevme gibi hayvani kötü huylardan ve kızma, sövme, dövme, ezme gibi yırtıcı hayvanlara has özelliklerden, ayrıca kibir (büyüklenme), ucub (kendini beğenme), hased (çekememe), hıkd (kin gütme) ve benzeri gibi bedeni ve kalbi afetlerden olan diğer şeytani vasıflardan temizlendikten sonra eelde edilebilir. Bu bölümde tövbe edenler de sınıflandırılıyor ve ulaşılması imkansıza yakın bazı makamlardan bahsediliyor. Seçilmiş bazı insanlar bazı makamlara ulaşabiliyor ama bizim gibi sıradan insanlar için bu makamlar hayal.

6. fasıl tasavvuf ehli. Tasavvuf kelimesi 4 harften oluşuyor. Bunların esprisi şu imiş. T, tövbe; S, safa, V, velayet, F ise fenafillah.

7. fasıl ezkar. Dil Allah’ı zikrederek kalbine Allah’ı hatırlatırmış.

8. fasıl zikrin şartları. Zikir abdestli yapılırmış, yüksek sesle yapılmalıymış ki bu Kadiri tarikatında yapılagelen bir şeydir.

9. fasıl Allah Teâlâ’nın rüyeti. Rüyet görmek demekmiş. İki çeşit görmekten bahsediliyor. Ahirette Allah’ı görmek ve dünyada O’nun sıfatlarını görmek.

10. fasıl zulmani ve nurani perdeler. Bu fasılda kalbe perde inmesinden yani doğru yoldan sapmış olmaktan bahsediliyor.

11. fasıl saadet ve şakavet. Bu fasılda insanın ruhunda olan iyi ve kötünün mücadele halinde olmasından ve ahirette mizanın kurulmasının bu iyilik ve kötülüğü tartmak olduğu söyleniyor.

12. fasıl fukara kimlerdir. Fukara Allah sevgisinde kendini yok etmiş kimselere deniliyor. Bu fasılda bu fakirlerin özellikleri anlatılıyor. Yün elbise giyerler (suf), kalplerinden Allah’tan gayrını temizlerler (tasfiye), kıyamet gününde ilk safta dururlar (saf). Bütün kelimelerin kökenleri sufi ile aynı.

13. fasıl taharet. Zahiri abdest su ile alınırken batıni abdest kibir, kin, haset, ucub, gıybet, yalan, hıyanet gibi kötü fiiller işlendikten sonra tövbe ederek alınıyor.

14. fasıl şeriat ve tarikat namazı. Burada “Orta namazına dikkat edin” ayetinde (bakara 238) kast edilen ortanın kalp olduğu ve kalbin sürekli Allah’ı zikir halinde olmasının gerektiği anlatılıyor. Fiziki namazla bu namaz birleşince namaz tamam olmuş oluyor.

15. fasıl tecrid âleminde marifet tahareti. Tecrid âlemin insanın beşeri tüm sıfatlardan kendini tecrid ettiği bir âlemdir diyor kitap. Bu âlemde insan Allah ile baş başa kalır ve tüm dünyevi duygu ve düşüncelerden temizlenir. Bu bir mahv-yokluk âlemidir.

16. fasıl şeriat ve tarikat zekâtı. Burada tarikat zekâtı diye bir kavramdan bahsedilmiş. İbadetlerin sevabını başkasına bağışlamak anlamına geliyormuş bu ki diğer fasıllardaki gibi mantık silsilesini tamamlayamamış bir tanım.

17. fasıl şeriat ve tarikat orucu. Tarikat orucu da diğer fasıllarda bahsedildiği gibi insanın kendini ömür boyu kötülükten uzak tutması anlamına geliyor.

18. fasıl şeriat ve tarikat haccı. Tarikata girip telkin alan kişi ilerledikçe bir sır kabesi ortaya çıkarmış. Tarikat haccı da böyle anlatılıyor.

19. fasıl. vecd ve safa. Vecd ruhun coşkunluk halidir. Bunu nefsanî bir sebeple yaşayan zararda, ruhani olarak yaşayan da kardadır.

20. fasıl halvet ve uzlet. Halvet bir yalnız kalma halidir. Bunun iki çeşidi varmış, zahiri ve batıni. Zahiriyi anlatmıyorum, batıni halvette insan kalbine hiçbir sevgiyi koymayacakmış. Eş,dost,evlat vs. Tasavvufa dair hususlarda ilk gaye; halvet, riyazet, az konuşma, zikre devam etmek suretiyle kalbin tasavvufi kazanımlar için tasfiye edilmesi ve nefsin nevasının kökünden kazınmasıdır. Tüm bunlar için de yardım almak gerekiyor tabi ki.

21. fasıl halvet evradı. Burada tarikat yolunda olanın yapması gereken fiziki ibadetlerden bahsediliyor.

22. fasıl uyku ve şekerleme esnasında görülen rüyalar. Burada rüyaların öneminden ve bazı hayvanların rüyada görülmesinin ne manaya geldiğinden filan bahsediliyor.

23. fasıl tasavvuf hali. Bu fasılda yazar tarikatleri 12 sınıfa ayırıp biri hariç diğerlerini cehenneme gönderiyor.

24. fasıl hatime, son nefes. Bu fasılda insanın kötü sondan korkarak bundan kurtulabileceğinden, müminin korku ve ümit arasında olması gerektiğinden bahsediliyor.

Tasavvufun güzel bir edebiyatı ve kendi içinde genellikle tutarlı olan bir felsefesi var. Bu kitapta ana hatlarıyla sufinin nasıl olması gerektiği çizilmiş. Sufi olmak için bir yol göstericinin olması gerektiği, öyle herkesin tarikata giremeyeceği, öyle herkesin bahsedilen makamlara yükselemeyeceği de anlatılmış. Seçilmiş olmak gerekiyormuş, havas olmak gerekiyormuş. Bizim gibi avamların bu işlere hiç girmemesi daha makbul.

Elimdeki kitap Gelenek yayınlarından çıkmış, Mehmet Eren’in ciddi ve titiz bir çalışmasının ürünü. 110 sayfa.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir