Şeyler [Georges Perec]

Georges Perec, “Şeyler” adlı kitabında altmışlı yılların bir hikâyesini sunuyor okuyucusuna. Bu yıllarda Paris’te yaşayan bir çiftin, Jérome ile Sylvie’nin gözünden o dönemin bir toplumsal sınıfının hayatları, hayalleri ve hayal kırıklıklarını okuyoruz. İkilinin hayata bakışları eşyalar üzerinden şekilleniyor. Daha iyi eşyalar satın alarak mutlu olacakları inancıyla yaşıyorlar fakat hayatları hep ucu ucuna diye tabir edebileceğimiz şekilde zorluklarla geçiyor. Özgürlüklerinden ödün vermek istemiyorlar, kıymeti eşyalarla belirlenmiş kaliteli bir hayat yaşamak istiyorlar. Gençler, sürekli kurdukları hayalleri var. Bir yandan da zaman ideallerine ulaşma rotasının yakınına bile yaklaştırmıyor onları.

“Onların dünyasında elde edilebileceğinden daha çoğunu istemek neredeyse kuraldı… bu bir uygarlık yasasıydı.”

Bu kadar heves ve heyecana rağmen kaçırdıkları bir nokta var ki çevrelerinde kendilerine benzeyen çok fazla insan var.

“Tıpkı izledikleri yolların, yavaş yavaş aile çevresinin dışına çıkışlarının, seçtiklerini sandıkları geleceklerinin hemen hemen aynı olması gibi, çocukluk anıları da birbirine benziyordu.”

Kitabın ilk bölümü niyeyse bana Behçet Necatigil’in “Sevgilerde” adlı şiirini anımsattı.

“oysa zaman zaman gerçek tek sohbetleri paraya, konfora, mutluluğa ilişkin olanlarmış gibi geliyordu onlara.”

Bir dönemin bir sosyal sınıfının kısa bir sunumunu içeren bu roman yazarın hayatından da bir kesit sunuyor anladığım kadarıyla. Türkçe’ye Sevgi Tamgüç tarafından kazandırılan eser Metis Yayınları tarafından basılmış, 100 sayfa civarında.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir