Sektörlere Göre İnsan Tipleri

Şirketlerin, tüketim davranışlarını kontrol edebilmek için oluşturmak istedikleri yeni insan tipine bir bakalım. 

Erkek: Televizyon başında. Elinde kumandası var. Futbola fanatizm derecesinde düşkün. Fast food tüketiyor. Obez olmak üzere. Kalp, tansiyon, şeker adayı. Bir elinde cep telefonu var. Otomobilleri ve kadınları izlemeyi seviyor. Alışverişini internetten yapıyor. Ağırbaşlı ve ilkeli değil. Şimdi bu adamı incelerken sektörleri düşünelim. Televizyon ve cep telefonu üretim sektörleri. Bunlarla yayın yapan medya ve sosyal medya sektörleri. Futbol ve hazır tüketim sektörleri. İlaç ve otomotiv sektörleri. Bütün bu sektörler bu adamı hedef almış ve onu bu hale getirmek için büyük yatırımlar yapmışlar. 

Kadın: Alışveriş tutkunu. Makyajsız kimseye görünmek istemiyor. Estetik ameliyat geçirmemişse bile yüzünün bir kısmı dolgu. Bir giydiğini bir daha giymek istemez. Elindeki telefonla her anının fotoğrafını çekip sosyal platformlarda yayınlıyor. Gösteriş meraklısı ve bunun için gözünü kırpmadan para harcar. Fedakar ve vefalı değil. Buradaki sektörlere bakalım. Hazır giyim ve kozmetik sektörleri. Sağlık ve telekomünikasyon sektörleri. Medya ve sosyal medya. Kadının harcama davranışları erkeğe göre biraz daha kompleks, hemen her sektör var. 

Çocuk: Sürekli aç çünkü açlığın içine doğmuş. Hiç bir şekilde tatmin olamıyor. Sürekli bir şeyler almak istiyor. Bütün giyimi marka olmalı. Özel okulda okuyor. Sosyal medya fenomenlerini kendisine örnek alıyor. Büyüyünce yutubır olmak istiyor. Gösteriş meraklısı. Duygusuz ve saygısız. Asla derinleşemiyor. Eğitim sektöründen oyuncak sektörüne kadar çok çeşitli sektörlerin hedefinde. 

Bunu bir yapboz gibi düşünelim. Hangi sektör daha kuvvetliyse insan ona göre şekilleniyor. Gerçekler, sektörel bazda anlam buluyor. İlaç sektörünün harcamalarına göre oluşuyor sağlık anlayışımız. Hazır gıda sektörü sofra kültürümüzü şekillendiriyor. “Öyleyse bugün dışarıdan sipariş edelim!”

Benim kabataslak çizdiğim bu tipler tabi ki şirketlerin algı yönetimi departmanları tarafından çok detaylı bir şekilde sınıflara ayırılıyor. Belirli bir yaş ve cinsiyet grubu sigaraya yönlendirilirken başka bir yaş ve cinsiyet grubu spor salonlarına yönlendiriliyor. Bir kısım genç kız, anlamsız içerikli, vıcık vıcık duygusallık dolu romanlara yönlendirilirken bir kısım genç erkek farklı bir tarz ifade ettiği düşündürülen giyim markalarına yönlendiriliyor. Gelir gruplarına göre de farklılık arz ediyor yönlendirme. Kimine spor arabalar kimine asi tişörtler. 

Peki, bunu yönlendirmeler karşılarında hiç mi engel bulmuyorlar? Var fakat tek tek yıkıp burçlara marka bayraklarını dikiyorlar. Gelenek, kültür, din, vicdan, nezaket ve bazı temel erdemler var. Bunları yeri geliyor yanlarındaymış gibi göstererek yeri geliyor karşılarına alarak yer ile yeksan ediyorlar. Bir bakıyorsunuz bir geleneği markayla özdeşleştirerek sunmuşlar, bir bakıyorsunuz bir kültürü özgürlük adı altında ayaklar altına alıyorlar. Özgünlükler, özgürlük adıyla yıkılıp esaretin zincirleri herkesin boynuna tek tek geçiyor sonuç olarak.

8 Ekim 2020 Net Haber yazım

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir