Seçim Düşünceleri

Seçim sonuçlarının gayri resmi olarak açıklandığı akşam saatleri. Otomobillerle konvoy yapmış insanlar ellerinde bayraklar, davullar, zurnalar eşliğinde galibiyeti kutluyorlar. Türk Milli takımı şanlı bir galibiyete imza atmamış, bir futbol takımı Avrupa’dan zaferle dönmemiş hatta ve hatta Sultan Dördüncü Murat’ın Bağdat’ı fethettiği haberi şehre ulaşmamış. Topyekûn kutlanması gereken hiçbir şey yok. Bir siyasi parti gayet demokratik bir ortamda geçen seçimlerde en fazla oyu alarak hükümeti kurma hakkını elde etmiş. Hadise bu.


     Konvoylarla yapılan bu galibiyet kutlamaları “Mağlup kim?” sorusunu getiriyor akıllara. İyi, güzel, kutlama yapıyorsunuz ama bu kutlama Fenerbahçe’nin şampiyonluğu ile aynı şey değil. Galip olan siyasi parti yöneticileri galip olmayanları da yönetecek. Dolayısı ile Başbakan’ın konuşmasında da söylediği gibi yönetim; kendisini seçene de seçmeyene de eşit mesafede olacak. Eşit olacaksanız böyle kutlama yapmanızın bir anlamı yok ki? Eşit olmayacaksanız o zaman yapılacak olan haksızlığı kutluyorsunuz. Her iki durumda da kutlamalar anlamsız.


     Son üç seçimin sonucu dikkatimi çekti. 2002 seçimlerinde oy verenlerin %50’den fazlası mecliste temsil edilmiş. 2007 seçimlerinde bu oran %85 olmuş. Bu seçimde ise %96. Meclise giren partilerin oy oranlarının toplamından bahsediyorum. Anketler gün geçtikçe daha fazla etkiliyor seçimleri. Taraftarı olduğu siyasi görüşün partisinin barajı geçemeyeceğini anlayan seçmen kendine en yakın bulduğu partiyi destekliyor. Küçük partiler daha da küçülüyor. Bundan sonraki seçimde %1 bile oy alamayacak küçük partiler. Seçime girmeleri bile anlamsızlaşıyor. Burada bir başka soru geliyor aklıma. Anketler mi seçim sonuçlarını tutturuyor yoksa seçmen mi anketlere göre veriyor oyunu? Bence ikincisi. Anketler artık seçimlerin değişmezi oldular. Seçmen medyadan süreci takip ederek anketlerin barajı geçmesini öngördüğü partiye oy veriyor. Bu da bu ülkede seçimi manipüle etmenin ne kadar kolay olduğunun bir göstergesi.


     Bu dört partili meclise alışsak iyi olacak. Bundan sonra da değişim olacağını sanmıyorum. Türk Partisi, Kürt Partisi, Alevi Partisi, Sünni Partisi olarak dört eğilim temsil ediliyor artık mecliste. Aralarında geçişler oluyor zaman zaman. Kimliğinde yukarıda yazdıklarımdan birden fazlası olanlar partiler arasında geçiş yapabilirler ama çoğunluk şimdilik Sünni Partisi’nde. Başbakan’ın konuşmasında dediği gibi, inşallah siyasi irade herkese eşit davranır da kimliklerdeki bu farklılıklar kavga sebebi değil de kültürel zenginlik sebebi olur uzun vadede.


     Seçim sonuçlarını beğenmeyenler var bir de. Bunların hepsi için Türk Hava Yolları’nın dış hat seferleri müsait. Bu ülkede yaşayan her iki insandan birisi seçimini bir partinin lehinde kullanmış. Üstelik de bu parti 9 senelik iktidar partisi. Demek oluyor ki 9 senedir hükümet vatandaşına güzel hizmetler götürerek onların rızasını kazanmış. Halkın bilgeliğine saygı göstermek lazım. % 50 yanılıyor olamaz. Beğenmeyenler biraz da hatayı kendilerinde aramalılar artık. Demokrasiyi içine sindiremeyenler limonlu soda mı içerler artık, antiasit mi alırlar bilmem. Halkın teveccühü bu yönde, herkesin de bu teveccühe saygılı olması lazım.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

6 thoughts on “Seçim Düşünceleri

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir