Sanat Servetin Tekelinde

Ünlü İngiliz şarkıcı John Lennon 1971 yılında yazdığı Imagine adlı şarkısında herkesin birbiri ile kardeş olduğu, sınırların olmadığı bir dünya hayalinden bahseder. “Belki benim hayalci olduğumu söyleyeceksiniz” diyerek de düşüncesinin ütopik tarafını da aynı şarkının içinde itiraf eder. Aradan geçen elli yıla rağmen savaşların olmadığı bir dünya hala bir ütopya. Açlığın, yoksulluğun, sınıf çatışmalarının, savaşların, katliamların olmadığı bir dünya önümüzdeki elli yıl dâhil bir ütopya olarak kalacak. 

İrlandalı Cranberries grubunun Zombie adlı şarkısı da 90’lı yılların meşhur şarkılarındandır. Bir bomba yüzünden hayatını kaybeden bir çocuk için yazılmıştır, John Lennon’ınkine göre biraz daha isyankâr bir şarkıdır. Lennon, daha mükemmel bir dünyanın hayalini kurarken Cranberries var olan duruma isyan edip savaşı kötüler. 

Sanatçının, toplumuna karşı vazifelerinden birisi de kitlelere yön vermek, görülmeyeni görmek ve göstermek, düşünülmeyeni düşünmek ve düşündürtmektir. Yukarıda verdiğim iki örnek kitlelere ulaşabilmiş sanatçılar ve eserlerinin örneğidir. Bunlar gibi, insanlığın değişik sorunlarına parmak basmış çeşitli sanatçılar ve eserleri de mevcuttur. 

Bugün, her şeyde olduğu gibi sanatta da bir “hızlı tüketim” eğilimi var. Her şeyin para ile ifade edildiği, tüketim hızı ile ölçüldüğü bir dünyada yaşıyoruz. Topluma bir mesaj vermek, bir yanlışı düzeltmek, düşünülmeyen bir şeyi insanlara düşündürmek gibi bir amaç gütmek marifeti pek bir iltifatla karşılaşmayacağı için içerik üretenler insanların en sevecekleri şeyleri üretmeye uğraşıyorlar. Hızlıca üretilen günü kurtarmaya yönelik eserler bir süre sonra yok olup gidiyor. 

Sanat, farklı meziyetleri olan insanların, yeteneklerini çeşitli ürünlerle ortaya koymasıdır. Sanat sadece müzikten ibaret değildir. Bir resim, bir heykel, bir cami de özgünlük taşıdığı zaman sanat eseridir. Günümüzün indirgeyici yaklaşımı edebiyattan tiyatroya, mimariden resime kadar geniş bir yelpazede inceleyebileceğimiz güzel sanatları sadece müzik ve sinemaya indirgemiştir. Sanatçı kimdir diye sorulunca sadece birkaç şarkıcı, birkaç oyuncu gelir akla. Bunların da çoğunluğu sanat eserlerini üreten değil uygulayanlar olduğu için hepsinin hal ve tavrından yüce gönüllülük, topluma örneklik beklemek saflık olur. 

Hal böyleyken, “sanatçı topluma örnek olmalıdır” tekerlemesi terennüm edilip durulur. Sanatçı diye örnek gösterilen kişiler arasında iyi bir aile yaşantısı olmayan, toplumun genel ahlaki değerlerine uymayan, temel erdemlerden nasibini almamış olanların oranı çok fazladır ve işin kötüsü gerçekten örnek de olurlar. Hâlbuki sanatçının topluma örnek olmasından beklenen, yaşantısıyla değil sanatıyla örnek olmasıdır. 

Marifet iltifata tabidir. Sanatın diğer dalları, hızlı tüketilemedikleri, rağbet görmedikleri için yerlerini en hızlı tüketilenlere bıraktılar. Müzik ve sinema. Bunlar da belirli bir kalitenin altına inip sosyal medya kanallarının ve dijital platformların tekeline girdiler-giriyorlar. İnsanlığa mesaj verme kaygısı da bu değişim ile birlikte yok oluyor yavaş yavaş ve sanatçı artık servetin maşası haline geliyor. Gerçekten sanatçı olan, özgün ürünler üreten kişiler sanatlarını sergileyecek platformlar bulamıyorlar, bulamayacaklar. Diğerleri de, efendileri savaşı öv deyine övecek, çevre kirliliği ile dalga geç deyince dalga geçecekler. Savaşların olmadığı bir dünyayı hayal eden Lennon’lar, Cranberries’ler ise bu yeni dünya düzeninde kitlelere ulaşamayacaklar artık.

https://youtu.be/VOgFZfRVaww

25.06.2020 Net Haber yazım
 

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir