PKK Kimdir?

Dün, barış için akademisyenler adı altında imza toplamış olan bazı akademisyenlerin neden hatalı olduklarını izah etmeye çalıştım. Bu arkadaşların, ifade özgürlüğü çevresinde fikirlerini beyan etmiş olmalarına bir şey demiyorum. Bana yanlış da gelse herkesin fikrine saygım var. Umarım bu girişimlerinden dolayı ceza da almazlar. Umarım iyi niyetle başlattıkları bu kampanyada terör örgütüne de destek verdiklerini fark ederler.

Terör örgütü PKK’nın kimliği son yıllarda saydamlaşmaya başladı. İnsanımızın hafızasının zayıf olduğunu biliyoruz. Ne yazık ki üzerinden biraz zaman geçince olan biten konusundaki bilgileri de bu zayıflıktan nasibini alıyor. Daha kötüsü yeni nesillerin ve unutkan eskilerin bu terör örgütünü özgürlük savaşçısı filan olarak görmeleri. Yılların eli kanlı teröristleri bugün kahraman kılığına boyanarak bize sergileniyor ve bizim de bunu yutmamız bekleniyor. Hafızamızı tazelemezsek yutmamız söz konusu. O yüzden tazeleyelim.

Terör örgütü PKK, Kürt halkının temsilcisi değildir, hiç olmadı da. 80’li yılların ortalarından beri yani otuz senedir bu memleketin başına bela olmuş eli silahlı katiller sürüsünden başka bir şey değildir. Batı medyasının ve onların Türkiye’deki şakşakçılarının bu teröristleri boyamak istedikleri kahraman boyası bu katillerin üzerinde duramaz. Zorlamanın anlamı yok. Daha düne kadar köyleri basıp, kadın çocuk demeden öldürenlerin bugün şekil değiştirdiklerini düşünmek saflık olur. Katil her zaman katildir ve katilliğini yapacaktır.

Teröristle özgürlük savaşçısı arasında çok derin farklılıklar vardır ki her şeyden önce ahlak gelir. Ahlak da faaliyetlerin etik bir bütünlük dâhilinde yapılmasını gerektirir. Köy basıp masum insanları öldürmenin ahlaki bir tarafı yok. Çocukları katletmenin ahlakla aynı cümlede kullanılması ihtimali yok. Bu kadar yıldır bütün doğuya ve dün bahsettiğim gibi doğulu olmamalarına rağmen buralara ekmek için, vatan için, namus için gidenlere kan kusturan bu insanlarda ahlakın varlığı tartışılır. Çoluk, çocukla iş yapanların ahlakı tartışılır. Tankların önüne çocukları sürenlerin cesareti, mertliği, karakteri tartışılır. Eylem yapıp kadın kılığında kaçmaya çalışanların yiğitliği tartışılır. Özgürlük savaşçılığı bunlarla olmaz. Bunları şirin göstermeye çalışanların bizim düşmanımız olduklarını herkesin görmesi gerekiyor. Dünden bugüne, bu örgüt yüzünden kaybettiğimiz her şeyi yeniden hatırlamamız gerekiyor. Yoksa biz de yarın öbür gün bu unutkanlığa kapılıp bu teröristleri Kürtlükle eşdeğer zannedebiliriz.

Sözün özü sevgili dostlar, kimse PKK’nın bu ülkede yaptıklarını unutmasın. Kimse eli kanlı katilleri kahramanlaştırmaya kalkmasın. Mavi Çarşı katliamında 10 sivil vatandaş gazdan boğuldu. Başbağlar’da 33 kişi katledildi. Elazığ-Bingöl karayolunda 33 silahsız genç, askeri birliklerine teslim olmadan katledildi. PKK’lılar camilere girip cemaatli kurşuna dizdi, kahvehaneleri tarayıp onlarca-yüzlerce masumu katletti. Köy korucuları aileleriyle birlikte katledildiler. Saymakla bitmeyecek kadar zulmü bu terör örgütü yaptı. Aman ha, bunlara hoşgörü gösterip günahlarına ortak olmayın. Allah memleket düşmanlarının tırnağını uzatmasın, bunlara sempatiyle bakanların da kalbinden bu sıcaklığı silip gerçekleri göstersin.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir