Pembe Trambüs Fikrini Neden Sevmedim

Pembe trambüs fikri ulusal haberlere kadar çıktı. Belediye Başkanımız iki adet pembe trambüsün siparişini vermiş, Mayıs ya da Haziran ayında faaliyette olacakmış bu araçlar. Benim bu konuya bir eleştiri getirdiğimi zannetmeyin. Fikir güzel, ince düşünülmüş. Neticede bu güzergâhı kullanan üniversite öğrencilerimiz ve hastalarımız. Hastaneye gidenler için sadece bayanlara özgü bir aracın faydasının olacağını zannetmiyorum zira hastaneye giden bayan da olsa bir erkek refakatinde gider genellikle. Öğrenciler açısından güzel bir durum. Sabah saatlerinde tıklım tıklım araçlarda okula gitmek zorunda kalan kızlarımız en azından erkeklerle çok iç içe girmeden okullarına gidebilecekler. Benim sevmediğim şey gelmiş olduğumuz bu nokta. Böyle bir uygulamaya gerek duyulması.

Böyle bir uygulamaya neden gerek duyulsun? Birinci sebep olarak toplumumuzda hanımlara yeteri kadar saygının gösterilmiyor olmasını gösterebiliriz. Bir toplu taşıma aracında ya da sokakta olabilir. Bir hanıma yol vermek, yer vermek, nezaket göstermek gerekir. Günümüzde fazla eşitlikçi yaklaşımların çıktığı bu zirvede belki de eşitliği abarttığımız için kadınlar müstesna bir yerde değil de sıradan bir yerde duruyorlar. Kadının zayıf, kırılgan olduğu unutulmuş; anne kimliğinden soyutlanmış durumdalar. Söz toplu taşıma araçlarından açıldığı için eminim sizin de sık sık rastladığınız bir sahneden bahsedeyim. Otobüs yolculuğu sırasında yaşlı bir amcanın kalkıp da genç bir kıza yer verdiğini görmüşsünüzdür. Geleneğimizde var olan bir saygının son sürdürücüleri olan yaşlılarımız bu nezaketi biliyorlar. Ne yazık ki bu nezaket sonraki kuşaklara taşınamadı. Modernizme kucak açan eğitimimiz “eşitlik” diye diye kadını erkekle bir tuttu yıllardır ve yukarıdaki nezaket bizlere anormal gelmeye başladı. Kadınlar için ayrı araçlar tuttuğunuz zaman yaygınlaşmış nezaketsizliğin önünü almış olmayacaksınız ki. Sadece belirli bir alanda saygısızlık ihtimalinden tecrit edeceksiniz onları. Otobüs durağında ya da sokakta ya da hastanede ya da herhangi bir toplumsal alanda tecrit bozulacak ve nezaketsizliğin bayrağı yeniden göndere çekilmiş olacak.

İkinci sebep de son yıllarda çok fazla gündem olan kadına şiddet hadiseleri. Ayrı bir araçla kadını şiddetten korumuş oluyorsunuz, kabul fakat diğer alanlarda nasıl koruyacaksınız kadınlarımızı. Kadınlar için pembe koridorlar mı açacaksınız, pembe kaldırımlar, pembe koltuklar mı koyacaksınız her yere? Tacizler, tehditler ve şiddet olayları sadece bu araçla değişecek zannediyorsanız gözlükleriniz de araçlarla aynı renk demektir. Gözlükleri çıkarmamız lazım. Kadına şiddet olaylarının temel sebebi kadını meta haline getirmiş olan televizyonlar, reklamlar, sosyal medya gibi kitlesel algı yöneticileridir. Kadını meta olmaktan çıkarıp saygıdeğer kimliklerini onlara geri vermediğimiz sürece tüm bu olaylar sürüp gidecek. İnsanlar daha iyi eğitilmediği sürece tacizci, katil, ırz düşmanı olacaklar. Yapmadan önce ciddi bir eğitimden geçmiyorlarsa, yaptıktan sonra ciddi cezalar almıyorlarsa, sistem hayvani yönlerini törpülemek yerine azdırıyorsa pembe trambüs pembe bir hayal olarak varlığını sürdürür ancak.

Malatya Belediyesi’nin bu ince düşüncesinden dolayı tekrar tebrik ediyorum. Tüm bunları eleştirmek için söylemedim, durumumuzun resmi daha net çıksın istiyorum. Kadın toplumun temel taşıdır. Kadın aile hücresinin çekirdeğidir. Kadınları metalaştıran, maddileştiren bir çarkın içinde ne yaparsak yapalım olumsuz olayların önünü alamayacağız. Bizlere gerekli olan iyi eğitilmiş bireyler, iyi eğitilmiş toplum ve kadın erkek eşitliğinin matematiksel olmadığının iyi bir şekilde ifade edilmesidir.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir