Otostopçunun Galaksi Rehberi [Douglas Adams]

Otostopçunun Galaksi Rehberi, yazarının bir seyahatinde, henüz internet ve benzeri kolaylıkların olmadığı bir zamanda, ıssız bir tarlada sarhoş bir şekilde yatarken aklına gelen bir fikirden kaynaklanıyor. Sırtüstü yatmış gökyüzüne bakarken merhum Douglas Adams, çantasındaki otostopçular için yazılmış olan rehberi düşünüyor. Uzay için neden olmasın böylesi bir rehber diyor. Fena bir fikir değil. İnsan uzayda seyahat ederken nereye nasıl gideceğini, nerede kalacağını filan nereden bilecek ki elinde bir rehberi olmasa?

Kitabı öncelikle radyoda yayınlanacak şekilde tasarlıyor. BBC radyosunda her gün bir parça okunarak yayınlanan seri, ertesi gün ne olacağı henüz yazar tarafından bile bilinmeyerek devam ediyor ve nihayetinde kitap halini de alıyor. Alfa Yayınları tarafından basılmış olan, benim de elimde olan serinin ilk kitabının önsözünde etraflıca anlatmış zaten serinin hikayesini yazar. Başka yayınevleri tarafından basılanlarda da vardır sanırım aynı önsöz. Yazarın genç yaşta vefat etmiş olması üzücü tabi. Bu kadar güzel, kafa açıcı, değişik, fantastik, absürt bir eseri yazabilen bir yeteneğin en verimli çağında aramızdan ayrılması bu türün sevenleri için önemli bir kayıp.

Serinin ilk kitabı seri ile aynı adı taşıyor. Arthur Dent adında bir dünya vatandaşı bir sabah kalktığında evinin, buradan geçecek bir yol uğruna yıkılacağını öğreniyor. Tam buna karşı tavrını koyacakken sağda solda uzaylı olduğunu iddia eden Ford Prefect adlı arkadaşı zuhur ederek kendisini bir bara içmeye götürüyor. Nasıl olsa dünyanın kalan ömrü yarım saatten az. Bir evin ne önemi olabilir ki?

İki arkadaş bu noktadan sonra otostop çekerek tüm uzayı dolaşmaya başlıyorlar. İlk karşılaştıkları gemi olmasa da ikinci karşılaştıkları gemide, fiziğin garip bir sapmasının da etkisiyle, hikayenin yönünü bambaşka mecralara çekecek kişilerle karşılaşıyorlar. Bir tane galaksi başkanı, dünyalı bir kadın bir de müthiş zeki olmakla birlikte manik depresif bir ruh hali taşıyan robot. Sonra maceralar maceralar.

İş bir yerde gelip, Hayat, Evren ve Her Şeye Dair Nihai Soru’ya dayanır. Sorunun cevabının kırkiki olduğunu bilmek için müneccim olmaya gerek yok. Asıl problem sorunun ne olduğu. Sorunun ne olduğunu bulmak için on milyon yıl beklemiş ve netice alamamış zavallılar bana bir Kilgore Trout romanının kahramanları gibi geldiler fakat Douglas Adams romanının kahramanları kendileri.

“Belli başlı her galaktik uygarlığın tarihi üç ayrı ve fark edilebilir aşamadan geçme eğilimindedir. Bu aşamalar, Hayatta kalma, Sorgulama ve İncelikli düşünmedir; bir başka deyişle nasıl, neden ve nerede aşamaları olarak da bilinirler. Örneğin ilk aşama nasıl yiyebiliriz sorusuyla ikinci aşama neden yiyoruz sorusuyla üçüncü aşamaysa öğle yemeğini nerede yiyelim sorusuyla tanımlanmaktadır.”

İçine girip mutlulukla dolaşmaya başladığım bu tavşan deliğinin yazarı Douglas Adams. Çeviriyi Nil Alt yapmış. Alfa yayınları tarafından da basılmış. 5 kitaplık serinin ilk kitabı bitti şimdilik. Sıra diğer tavşan deliklerinde.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir