Leyla ile Mecnun [Burak Aksak]

Leyla ile Mecnun İslam Edebiyatı’nda en çok işlenen hikâyelerden biridir. Türk Edebiyatı diyemedim zira İslam’dan itibaren bizde işlenmeye başlanmış bir mevzu. Arap Edebiyatı da demedim zira bizde de işlenmiş konu. En güzel Leyla ile Mecnun’un Fuzuli tarafından yazıldığını düşünürüm. Hele Mecnun’un, Leyla’nın mezarının başında okuduğu “Yandı canım hicr ile” diye başlayan o gazel, divan edebiyatının efsanelerindendir. Tabi ki onlarca defa, onlarca şekilde işlenmiş bir hikâyedir. Şarkılarda, şiirlerde, masallarda, romanlarda rastlanır aynı konuya. Değişik edebiyat ve sanat adamları değişik türlerde Leyla ile Mecnun eserleri vermişlerdir. Bundan birkaç sene evvel televizyonda bir dizi olarak da rastladık Leyla ile Mecnun’a.

Leyla ile Mecnun hikâyesinin yüzlerce yılda defalarca şekilden şekle girmesinden ben şunu anlıyorum. Önemli olanın neyin anlatıldığı değil nasıl anlatıldığı. Daha farklı bir şekilde anlatılsın mevzu, daha güzel anlatılmaya çalışılsın. Televizyon dizisi de farklı bir Leyla ile Mecnun göstermişti izleyiciye. İyi bir izleyici değilim, baştan sona izleyemedim ama izlediğim kadarıyla çok hoşuma gitmişti. Bir gün duydum ki apar topar yayından kaldırılmış dizi. Senarist Burak Aksak bu kitapla derleyip toparlamış anlatmak istediklerini.

Romanı okurken, diziyi izlememiş bir insanın kitaba nasıl bakacağını merak ettim. Sanırım bilemeyeceğim bunu. Benim açımdan roman, dizinin son bölümü gibiydi. Roman karakterleri ile dizi karakterleri iç içe geçti okuma süresince. Dizi oyuncuları, roman karakterlerinin yerine geçmiş gibilerdi. Bu açıdan değerlendirmemin tam olamayacağını düşünüyorum.


“İşlerin ters gitme ihtimali varsa, mutlaka ters gider. Kaan buna “Murphy Kanunları” diyor. Annemse “Besmelesiz çıkıyon evden, ondan oluyo, sağ ayağınla çık şu evden” diyor. Babam da “Genze kadar çekeceğin suyu, geniz önemli” şeklinde yaklaşıyor meseleye. Erdal Abi “İşlerin ters gitme ihtimali mi varmış? Olmaz! Gidemez! İşler ters giderse n’aparım ben? Batarım yauğ. Kimden duydun? İşimi baltalayacak adamın ben ta…” şeklinde uzatıyor. Yavuz Abi “İşler ters giderse yapacağın tek şey var: Topuk topuk topuk” diye akıl veriyor. İsmail Abi de “İş mi? Ne işi? Yol-yemek-sigorta varsa çalışırım hacı” diye baştan aşağı yanlış anlıyor meseleyi. Bense kısaca “İşte hayatım” diyorum.”


Roman tamamen absürd komedi, aynı dizideki gibi. Sürükleyici, komik. Küsurat yayınları tarafından basılmış. Konuşma dilinde konuşuyor kahramanlar, bu noktası dikkat çekici. Bir iki yazım yanlışı da dikkatimi çekti, yayınevinin yeniliğinden kaynaklanıyor sanırım. Bunun haricinde güzel, kayıp bir zamandı diyemem kitap için. 270 sayfalık eseri dediğim gibi Burak Aksak yazmış. Umarım ileride farklı senaryolarda da görürüz yazarı.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir