Kürtaj Canavarlıktır

Bazılarının kürtajla bademcik ameliyatını aynı kefeye koyduklarını gördükçe tüylerim diken diken oluyor. Bunun ne siyasetle alakası var ne de dinle. Azıcık vicdan sahibi olan herkes bilir ki henüz dünyaya gelmemiş de olsa ana rahmine düşmüş olan çocuk bir candır ve o cana kıymakla doğmuş bir çocuğa kıymanın ya da bir yetişkini katletmenin hiçbir farkı yoktur. Olaya üç farklı açıdan bakmaya çalışacağım şimdi. Siyasi, dini ve vicdani.

Siyasi açıdan durum şu: Hükümetten birisi bir beyanda bulunduğu zaman “süt beyazdır” dese bile muhalefetin vazifesi aksini iddia etmektir. Muhalif taraflar hiçbir zaman anlayamayacaklar bunun faydasız olduğunu (ya da anlamak istemiyorlar). Hükümet “kürtaj cinayettir” diye açıklama yaptığı zaman hemen ardından “değildir” demek yerine, “evet kürtaj cinayettir ama ülkemizde tecavüz suçuna verilen cezalar caydırıcı değil, doğum kontrolü konusunda insanımız eğitimli değil, kapitalizmin dayatmalarıyla oluşan televizyon merkezli toplumun ahlaki seviyesi her geçen gün azalmaktadır” deseler sözleri daha muteber olacak. O zaman Türkiye’de Amerikan askerinin radar sisteminin ne işi var, telekomünikasyon sistemi neden özelleştiriliyor sorularını sordukları zaman kamuoyu tarafından daha fazla ciddiye alınacaklar. Ama nafile.

Kürtajı savunanlara din açısından baktığımız zaman kibir ve büyüklenmeyle karşı karşıya kalıyoruz. İnsan sizin vücudunuzun içinde yaratılıp belli bir büyüklüğe getirilebiliyor olabilir ama bu sizin o insana sahip olduğunuz anlamına gelmez. Tıpkı vücudunuzun hiçbir organına aslında sahip olmadığınız gibi. Nasıl ki kalbiniz sizin izninizi alma ihtiyacı olmadan atıyor, mideniz hazmediyorsa; çocuk da vücudunuzda sizin müdahaleniz olmadan büyütülüyor. Onu yapan da yaratan da siz değilsiniz. Bu yaratma işleminin vücudunuzda olması sizin açınızdan bir şereftir, belki erkeklere karşı öne sürebileceğiniz bir övünç kaynağıdır. Allah’a karşı gelip, sizin olmayan vücudun sizin olduğunu iddia ederseniz elbette bir hesap günü gelir o zaman da Allah size sorar o vücudun aslında kime ait olduğunu.

Vicdani açıdan hadiseye bakacak olursak; kim anne babasının kendisini istenmeyen bir bebek olduğu için kürtajla aldırmış olmuş olmasını diler ki? Bugün dünyada 7 milyar insan var. Bir sorun bakalım var olmaktan şikâyetçi olanı var mı? Bunların arasından kürtajı savunanlar, o alınan çocukların yerine bir kendinizi koyun sonra eş, dost, sevdiklerinizden birini koyun. Bakalım yine aynı şekilde kürtaj yapılsın diyebiliyor musunuz? Bunun adı cinayet değil midir? Sabit fikirlerinizi bir anlığına da olsa bir kenara bırakıp kürtajın cinayet olup olmadığını sorun kendi kendinize. Bir de özürlü bireylere sorun aynı soruyu. Anne karnında özrünüz fark edilmiş olsaydı sizi öldürmelerini kabul eder miydiniz diye. Bu türlü düşüncenin bir sonraki aşaması toplumdaki tüm özürlüleri katletmek olur ardından da yaşlıları, suçluları. Bir şeyler anımsatmıyor mu size bu fikirler?

Kürtajı bir hak olarak gören, bunu savunan insanın benim gözümde canavardan farkı yok. İnsanları kürtaja götüren sebepleri konuşup bunları elimine etmenin yollarının aranmasına bir diyeceğim yok. Tecavüzün ve gayrimeşru hamileliklerin neden yaygınlaştığını konuşun. Ülkedeki ahlaki çöküntüyü konuşun. Temel ahlaki eğitimi vermeden açık saçık televizyon ve internet yayınlarının kucağına atılan; anne-babalarının ahlakından ziyade matematiğiyle fiziğiyle ilgilendikleri çocukları konuşun. Eğitim sisteminin aksaklıklarını, milyonlarca insanın en basit konularda bile cahil olduklarını konuşun. Bunların hiçbirini konuşmadan kürtajı konuşanları vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

10 thoughts on “Kürtaj Canavarlıktır

  1. Zeki Gardaşım, genelde siyasi olaylara pek girmezdin. Girmemeye de çalışmıssın ama yine de bu konu siyasidir. Bu konunun gündeme gelmesinin hükümetin ya da Başbakan’ın insancıl olması ile ilgisi yok, sen benden iyi bilirsin. Örneğin gerçekten insanı düşünen bir sağlık bakanı ya da hükümet ya da başbakan aşağıdaki linkte verdiğim kararın altına nasıl imza atar. Sırf parası yok ve özürlü diye çocukların ölüm fermanını nasıl imzalar. İşte canavarlık haberi: http://www.ntvmsnbc.com/id/25356694/. Hangisi daha büyük canavarlık?

    Hükümet 10 yıldır iktidarda, 10 yıldır kürtaj da vardı, bu gün mü akla geldi? Hayır. Daha büyük bir canavarlık olan Uludere katliamını yapanların (bizzat hükümetin imzası var altında), bir gündem değiştirme malzemesine ihtiyacı vardı. Tam zamanında geldi. İşe yaradı mı dersen? eh işte. Peki Kürtaj yasaklanarak nüfus artar gibi bir saçmalık olur mu? Kürtaj yasağıyla artan nüfus neye yarar dersen, yanıt belli.

    Dini olarak söylediklerine hiç itirazım yok. İnsani olarak düşüncelerini belirtmene de itirazım yok. Ama hangi kadın bile isteye yapar ki bunu? Çok çok zorda kalmadıkça aklı başında bir insanın yapacağını düşünemiyorum, ama bu durumda bir insanın önüne yasak koymak çok daha büyük bir kötülük yapmaktır. Canilik canavarlık asıl budur. Amerika’da bir çok kadın kaçak kürtaj nedeniyle doğurganlığını yitiriyor. Peki sorun kürtaj mı? Hayır. Kürtajın yasaklandığı eyaletlerde kaçak kürtaj nedeniyle enfeksiyon kapılması sorun. Normalde hastane ortamında bir sorun olmamasına rağmen kaçak ve sağlık dışı koşullarda ölen veya kısır kalan binlerce kadın oluyor. İşte size kürtaj yasağı tablosu. İstediğiniz kadar araştırın internetten.

    Türkiye’de ne olacağını sanıyorsunuz? Parası olmayanlar, kaçak ve sağlıksız koşullarda canıyla oynayacak ve mecbur kalıp yaptıracak. Parası olansa gidecek yurtdışına, kürtajın yasak olmadığı bir yerde yaptırıp gelecek.

    Kürtajın, yanlışlığı anlatılsın, doğum kontrolü konusunda insanlar bilinçlendirilsin, ama bu konu yasakla çözülmeye çalışılmasın. Sonuçları çok daha kötü olacaktır.

    Bilmeyenler için ek notlar: 10 haftadan daha büyük bebeğin Kürtaj’la alınması zaten Türkiye’de yasak. 10 haftaya kadar olan embriyonun ayrı bir canlı olup olmadığı tartışılan bir konu (Kimi 8 hafta der, kimi 4 hafta der vs.). İngiltere’de 24 haftaya kadar kürtaj yapılabiliyor (Sinir sistemi 24 haftaya kadar gelişmediği için bilinç olmuyor ceninde. İngiltere bunu baz alıyor.). Dünya’da Kürtaj yasağının zararlarını yaşayan en bariz ülke Romanya’dır. Kaçak kürtaja bağlı Kadın ölümleri rekor düzeydedir.

    Bunlar derleme bilgiler, sonuçta işin uzmanı değilim ancak sonuçlar ve istatistikler ortada. Eğer 1 haftalık da olsa bireydir, zinhar yasaktır gibi bir mantığa girilirse, spermde bireydir. Yumurtada bireydir konusuna kadar ineriz bence.

    1. Sevgili Dostum,

      Epey uzun yazmışsın kısacık bir cevap versem olmaz o yüzden uzunca fikirlerimi detaylandırayım. Bu arada değerli fikirlerini terkedilmiş bir vaziyet arz eden web sitende de görmek isterim şahsen.

      Evvela sperm ve yumurta birey değildir. İkisinin birleşmiş ve büyümekte olan hali benim nazarımda bir insandır, bu insanın insan olarak değer görmesi zaruridir. Kürtajla bu insanın hayatına son verilecekse bunun çok ciddi ve zaruri bir sebebinin olması gerekir.

      Benim yorumum siyasi değil. Sen de biliyorsun siyasetin s’siyle alakam olmaz ne iktidarı ne muhalefeti savunurum. Kürtaj kötü bir şeyse kötü derim o kadar. Bu yazıyı bana yazdıran da kürtajın serbest ya da yasak olması durumu değil; insanların kürtajı savunurken ortaya attıkları düşüncelerin ciddiyetsizliği. Bir insan hayatının bu kadar basite alınması. Neticede tıbbi bir hadisedir bu ve yapılması gerekiyorsa yapılacaktır. Fakat tecavüz mağdurunun kürtajından bahsetmeden önce tecavüz suçunun sebepleri; Ceza Hukuku’nda bu suç için öngörülen cezaların caydırıcılıktan uzak olduğu konuşulmalı. Toplumdaki ahlaki dejenerasyonun ne safhalara ulaşmış olduğunu ve bunu tersinde çevirmek için nelerin yapılması gerektiği konuşulmalı. Doğum kontrolünden bihaber bireylerle dolu bir ülkede yaşıyoruz; eğitim konuşulmalı.

      Canavarlık konusuna gelince. Şu canavarlıksa bu değildir diyemeyiz. 35 insanın yok yere katledilmesini hiçbir vicdan onaylayamaz. En temel haklarından insanların mahrum bırakılmasını da hiçbir vicdan onaylayamaz. Bu ülkede zaten vicdanımıza bıçak saplayan onlarca olay oluyor her gün. Kürtajla yaşama hakkından mahrum bırakılmış bireyler de bu olaylardan sadece bir tanesi.

      Özetle ben kürtaj yasaklanmalı ya da serbest bırakılmalı demiyorum. Kürtaj eğer sırf muhalefet için, sırf doğum kontrolü için, “benim vücudum bana aittir” düşüncesiyle yapılıyorsa canavarlıktır diyorum. Diğer sebepleriyle ilgili de önlem alınmalı diyorum. İnsanların yasaklara değil insan muamelesi görmeye ihtiyacı var bence de.

      Teşekkür ederim, sevgiler.

  2. Ek Not: Vücudumuzun içindeki organlar üzerinde kontrol sahibi olmayabiliriz, ancak hem hak sahibi hem de söz sahibiyiz. Örneğin hayati tehlike oluşturduğu durumlarda ameliyatla iç organlar alınabilir (dalak, apandist, hatta böbrek). Buna karar verebiliriz. Bizden bağımsız çalışması onlar üzerinde hak sahibi olmadığımız anlamına gelmiyor yani. Sonuç olarak embriyoyu ya da cenini organlarla kıyaslamak hiç doğru değil. Buna karşın, kadını, içine tohum atılmış doğum makinası gibi düşünmek de doğru değil.

    1. Çocuk da insanın içinde gelişiyor, bir hilkat mucizesi. Anne hayatını riske ediyorsa kürtaj için bir sebep oluşmuş demektir. Tıpkı bahsettiğin organların ameliyatla alınması gibi. Fakat her şey yolunda gidiyorsa bu hayata son vermek ne kadar doğru olur? Aynı şeyleri düşünüyoruzdur muhtemelen de farklı şekillerde anlatıyoruz sanırım.

  3. Her şey yolunda giderken, sırf ben hak sahibiyim ister alırım ister aldırmam diye keyfi yaptıran insanların olması bana çok absürt geliyor zaten. Ben hep ciddi bir terslik durumu üzerinden gidiyorum. Son çaresi bu olanları düşünüp yazmıştım yazımı. İşte yasaklara itirazım bu noktada. Son çaresi kürtaj olan insanın önüne yasak koymayı ters buluyorum. Kaçak yollara başvurması kaçınılmazdır diyorum. Ancak şu kısım çok önemli: Yasak koymadan önce, insanlara bunun son aşama olduğu çok iyi kavratılmalı. Aksi takdirde bir doğum kontrol yöntemi olarak kürtaj söz konusu olamaz bence. Bir kadına etkisi gerçekten çok olumsuz olacaktır. Hem ruhsal hem fiziksel.

    1. Yasakların her türlüsü insanı illegalliğe iter. Kürtaj yasağı merdiven altı kürtajhanelerin artmasına sebep olur. Devletin yapması gereken insanları kürtaja götüren sebepleri ortadan kaldırmaktır yasaklamak değil. Kürtaj için eylem yapanların vücut benim vücudum tarzı sözleri hoş değildi ama. Çocuk oyuncağı değil bu. Ciddi bir durum varsa zaten kürtaj yaptırana canavar diyemeyiz.

  4. Naçizane benim fikrim; kürtajı yasaklayarak sistemi düzeltip dini ve vicdani görevini yaptığını sananlar; bu kürtajı oluşturan etkenlerin düzeltilmesine yoğunlaşsalar keşke.

  5. Öncelikle var olması kaçınılmaz gör(ül)en insani*,düşünsel* ve dini*(hangisini* öncelikli ya<acağıma çok takıldım ama vurguya değil de kendinize göre önceliği belirlemenizi temenni ederek devam ediyorum:)) kürtaj**ı yasaklasalar kelime** tam anlamını bulurdu kanaatimce…Saygılar….

    1. Ben vicdani olarak bakıyorum. Zaten diğerlerini de içeriyor. Yasaklar kötüdür, kürtaj kötüdür, kürtajın yasak olması da kötüdür, kürtajın keyfi olarak yapılabilmesi de kötüdür. Ne kürtajı yasaklayın, ne serbest bırakın ne de kürtajı hak olarak savunun diyorum son tahlilde.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir