Kürk

Bazen güzel ve alımlı kürklerin içinde çelimsiz adamlar gizler kendilerini. Bazen de nice yiğitler güzel kürklere sahip olmadıkları için itibar görmezler. Bu benzetmeyi nereye bağlayacağımı sorarsanız hemen Malatya Belediyesi derim zira hakikaten Malatya’da haftalık yazı yazan birisi olarak bana en çok malzemeyi bu kurum veriyor. Her hafta yazmaya niyet edip vazgeçiyorum lakin eninde sonunda gözümün içine batıyor bir kusur. Dünya kupası izleyicileri için farklı bir benzetmeyle ifade etmem gerekirse; karşı tarafın kalesi o kadar büyük ki nereden vursam gol oluyor.

Buradaki ifadelerim bir düşmanlıktan değil, mahzunluktan kaynaklanıyor hemen söyleyeyim. Çok sevdiğim memleketim Malatya’nın bir masal şehri olmasını istiyorum. Gördüğüm aksaklıkları yazınca egom tatmin olmuyor. Belki bir okuyan olur da ciddi manada bu açıkları ele alır diye bir boş ümit taşıyorum.

5 Mayıs günü öğlen vakti. Savaşçı atalarımızı yâd eden bir heykelin o günlerde bulunduğu Battalgazi kavşağına belediye otobüsü yaklaşıyor. 44 KK 057 plakalı araç normalüstü bir süratle ilerliyor. Padişaha kelle götürmekten başlayan birçok atasözü ve deyimimiz bu sürati ve kırmızı ışığı beklemeyip geçme hareketlerini ifade edebilir. Bu hareketi gören birisinin yapabileceği en makul davranış direk belediyeyi arayıp şikâyet etmek değil mi? 336 95 01 numaralı telefon aranıyor ve fakat ne yazık ki o saatte herkes öğlen yemeğinde olduğu için şikâyete cevap verecek kimse yok. (Bence belediyenin “şikâyet yönetimi” ile ilgili bir çalışması yok.) İkinci makul davranış e-posta göndermek. info@motas.com.tr, hareket@motas.com.tr, ulasim@malatya.bel.tr adreslerine e-posta gönderilerek durum izah edilir. Bir aydan uzun bir süre sonra “lütfen” verilen cevap “konuyla ilgili olarak otobüs şoförlerimizle yapılan toplantılarda ve eğitimlerde trafik kurallarına uymaları daha dikkatli ve özverili davranmaları yönünde sürekli uyarı ve ikazlar yapılmaktadır. kurallara uymayanlar hakkında gerekli cezai işlemler uygulanmaktadır. bahse konu şikayetteki şöforle ilgili gerekli incelemeler başlatılmıştır” şeklindedir. Allah’ın selamını bile vermemiştir cevabı veren. Yaptırım yok, geri bildirim yok. Konuyu ciddiye alan ne yazık ki yok.

14 Haziran günü saat 10:00 civarı. Yine bir belediye otobüsü: 44 KV 457. Şoförün muazzam bir acelesi olduğu için hareket halindeyken binmenizi bekler otobüse. Durmasını söylersiniz, cevap: zaten duruyor. Netice itibariyle bu adamı şikâyet etseniz bir ay sonra belki lütfedip cevap verirler yaptığı terbiyesizlikle ilgili. Kendinin haberi olur mu bilinmez. Lanet olsun deyip bindikten iki durak sonra aynı şoför tüm otobüsü zan altında bırakan şu bağırtıyı çıkarıyor: “Dede Korkut’ta bilet alacak olan kimdi? İnsin alsın. Böyle yapıysınız ki biletsiz yolcu almıyah bidaha…”

İki hadisenin birincisinde vatandaşın sözünün muteber olmaması durumu ikincisinde ise sözünün muteber olmayacağını kanıksamış bir vaziyeti söz konusu. Durumu şikâyet bile etmek istemeyen aynı kişiye şöyle bir belediye kararı geliyor: …aracını park ederek park ödemeden çıkması ve parkomat görevlilerine ücret ödeme konusunda zorluk çıkararak… istinaden … para cezası verilmesine… Ertan Mumcu, Nurettin Karaaslan, Mehmet Çınar, Ahmet Ergül imzasıyla.

Bu memlekette yaşıyoruz diye suç mu işliyoruz? Burası size babanızdan-dedenizden mi kaldı? Parkomat görevlisinin ücret ödeme konusunda zorluk çıkarma iddiası kanun niteliğinde midir ki sorgusuz sualsiz kabul görsün? Belki de böyle bir hadise hiç olmadı, karşı tarafa sordunuz mu? Parkomat görevlisi kolluk kuvveti midir? Vatandaşın söz hakkı hiç yok mu? Bir de dayak atın üstüne isterseniz ha? Vatandaş otobüse binerken koyun muamelesi görür: Söz hakkı yok. Otobüsler hiçbir kurala riayet etmez: Şikâyet hakkı yok. Belediye tüm yolları kiraya verir bir özel şirkete ve o özel şirketin çalışanları kolluk kuvveti gibi haklara sahip olur: İtiraz ne mümkün, söz hakkı yok.

Sözün özü, bu kadar güzel bir şehrin kürkü olmadığı için gümrahlaştıkça çirkinleşiyor. Kürkten kastım insan odaklı, insana hizmet etmeyi hedefleyen bir idare. Ne yazık ki bizdeki idare şekli kral (krallar) ve tebaa şeklinde gerçekleştiği için zamanla ülke çapındaki itibarımız da kendi iç huzurumuz da daha çok azalacak…

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir