Krizi Fırsata Çevirmek

Ekonomideki dalgalanmalar bir kriz gibi görünse de aslında bir fırsatın ülkemize göz kırpmasını ifade ediyor olabilir. İsraf musluklarının kısılması, yerli üretimin desteklenmesi noktasında tüketicilerin milli bir şuurla hareket ederek yarınları/yarınlarımızı daha sağlam bir zeminin üzerine oturtmaları için bundan daha iyi bir fırsat olabilir mi? Gördük ki el âlemin ne ürettiği üründen ne para biriminden ne de dostluğundan bize hayır var. Gördük ki yüzümüze gülüp bize “müttefik” diyenler çıkarlar çatışında bize “sömürge” muamelesi yapabiliyorlar. Zaten bildiğimiz bir gerçeğin bu kadar açık bir şekilde ortaya konmasına biz tepki vermeyecek miyiz?

Amerika’yı boş vermek lazım. Değil Amerikan, Türk malı olmayan hiçbir ürünü evlerimizden içeriye sokmamamız lazım. Her malın alternatifi olmayabilir, belki Türkiye’de bir kalp pili üretilmiyor fakat üretilen birçok kalem var. Yerli alternatif varsa o ürünü almak lazım. Böylelikle, satılmadığı görülen malların ithalatı yapılmayacak ve yerli üretim desteklenmiş olacak. Yerli ürünün kalitesinin düşüklüğünden bahsetmeyin. Bırakın biraz düşük kalite olsun, zaman içerisinde üreticiler de ihracat yapabilmek, dünya ile rekabet edebilmek için kalitelerini yükseltecekler. Yeter ki şimdilik siz onlara destek olun.

İsraf musluklarını kısmak lazım. Petrolümüz yok, öyleyse daha az petrol ithalatı için enerjiyi daha verimli kullanmalıyız. Damlatan muslukları milli bir bilinçle tamir etmeli, açık kalmış lambaları milli bir bilinçle kapatmalı, toplu taşıma varsa hususi otomobillere binmemeli. Hiçbir tasarruf tedbirini küçümsemeyin asla. Attığınız her adım toplandığı zaman büyük şeyler ifade edebilir. Sıcak yaz günlerinde ülke olarak klima sıcaklıklarını 18 dereceden 23 dereceye çıkarsak hayat kalitemizde bir değişiklik olmaz fakat muazzam tasarruf etmiş oluruz.

Dernekler, vakıflar, belediyeler, sivil toplum örgütleri, kamu kurumları ve akla gelen her türlü kuruluş tasarruf ve yerli ürünlerin desteklenmesi için programlar yapmalı ve bunları duyurmalı. Bilgisayarlarda kullanılan Windows’tan cep telefonlarında kullanılan Whatsapp’a kadar her yazılımın Türk alternatifi kullanılmalı. Hedef, ülkemizin, bütün dünyaya kapıları kapatsa bile eski coğrafya kitaplarındaki gibi kendi kendine yetebilecek hale gelmesi olmalı. Birim alanda daha fazla gıda ürünü üreten ülkelerden ithalat yapmak yerine pahalı da olsa yerli olana yönelmek çok zor olmasa gerek.

Bütün bu dediklerimi ve daha fazlasını eminim herkes düşünmüştür fakat uygulamaya geçmek için çeşitli sebeplerle vazgeçmişizdir. Alın işte fırsat geldi, eloğlu bizi hedef tahtasına oturtmuş, haddini bilmeden yaptırımlar dayatıyor. Biraz izzet-i nefsimiz varsa başta siyasi olmak üzere tüm ayrılıkları bir kenara bırakarak birlik olmalı ve iktisadi savaşta mevzimizi almalıyız. Bir kağıt parçasını bile çöpe atmak yerine geri dönüşüme atma bilinci, bir şişe su bile alırken üreticisinin kim olduğu, ödediğimiz elli kuruş paranın kimin cebine gittiğini araştırma ve ona göre satın alma almama kararını verme bilinci bizi ve bizden sonraki nesilleri daha güvenli yarınlara taşıyacaktır.

Hepinizin kurban bayramını şimdiden kutluyorum. Rabbim bu mübarek günler ve iyi niyetli davranışların hürmetine memleketimize esenlik versin inşallah.

16 Ağustos 2018 Net Haber yazım

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir