Krizden kurtuluş reçetesi

Tek kollu judocu hikâyesini çok severim, arkadaş ortamlarında sıkça anlatırım. Bir kolunu kazada kaybetmiş bir çocuğun tek hayali judocu olmaktır. Bu hayali için Japonya’nın en büyük hocasının yanına gider. Hoca ona tek kolla yapılan fırlatma hareketini öğretir ve pratik yapmasını ister. Çocuk gece gündüz aynı hareketi tekrarlayıp durur. Bir gün hareketten sıkılır ve yeni hareketler öğrenmek ister. Hocası müsaade etmez. Dünyada bu hareketi en iyi yapan insan olana dek çalışmasının gerektiğini söyler. Bir gün bir judo turnuvasının yapılacağı haberi gelir. Hoca, öğrenciyi turnuvaya kaydettirir. Çocuk itiraz etse de, bildiği o tek hareketi yapmasını, başka bir şeye gerek olmadığını söyler hoca. Turnuva başlar ve çocuk tek tek bütün turları geçer. Son turda bölgenin en iyi judocusu ile karşılaşır. Korkar fakat hocasından aynı sözleri işitir: “Sen bildiğin hareketi yap gerisine karışma”. Dev gibi rakibini aynı hareketle alt eden tek kollu judocu şampiyon olur ve hocasına koşar: “Hocam, ben nasıl oldu da tek kolumla şampiyon olabildim?” Hoca cevaplar: “Bu hareket judonun en zor hareketlerinden birisidir, tek savunması da rakibin diğer kolunu tutmasıdır. Senin diğer kolun olmadığı için kimse kendini savunamadı ve sen şampiyon oldun.” 

Teşbihte hata olmaz. Ben bu hikâyeden, her zorluğun kendine özgü bir kolay noktasının olduğu mesajını çıkarırım. Her zaman en fazla konuştuğumuz konulardan birisi de ekonomidir ve hep bir krizle karşı karşıya olduğumuz konuşulur. Krizlerden kurtuluşa ise tek bir yol vardır o da üretmek. 

Üretmek kelimesini kullanabileceğiniz her yerde kullanın. Üretmek, boş durmanın, hazırdan yemenin tam tersidir. Okuldaki öğrenciden tarladaki çiftçiye, dairedeki memurdan fabrikadaki işçiye kadar herkesin üzerine düşeni en iyi şekilde yapması ve üretime katkıda bulunması her türlü krizini karşısında durmak için en temel reçetedir. 

Üretmek denilince akla hemen tarımsal üretim ve sanayi üretimi gelir. Tabi ki bu üretimler çok değerlidir fakat üretilecek olana karar vermek ve üretim şeklini belirlemek salt üretim ameliyesinden daha önemlidir. Dolayısıyla en önemli üretim fikir üretimidir. Bugünün en kıymetli bazı girişimlerinin temelinde yenilikçi bir fikir yatmaktadır. Sanal dünyanın yıldızı olmuş çoğu şirket çerez parası denilebilecek basit sermayeler ve çok değerli fikirlerle kurulmuştur. Bugünün Google, Facebook, Amazon gibi şirketlerinin nasıl kurulduklarına bir bakın. 

Krizlerden kurtulmak istiyorsak en temel düşüncemiz üretim olmalıdır. İlkokuldan itibaren çocuklarımıza boş durmanın anlamsızlığı, yeni fikirler üretmenin değeri aşılanmalıdır. Kültürümüzü üretmek fikriyle birlikte yeniden yoğurmalıyız. Düşünceler desteklenmeli, düşünceler ödüllendirilmeli. Doğru düşünceler üretildikçe fabrikalar daha doğru üretimler yapacak, tarlalar daha bilinçli ekilecek ve tarımsal üretim verimi artacaktır. İnsanlar, boş durmamayı bir yaşam şekli haline getirirse dünyanın hepsinde kriz olsa biz etkilenmeyiz. İnsanlar hazırlopçu dediğimiz hale gelir, üretmekten ziyade tüketim toplumu olursak krizin adı geçse bizim ekonomimiz tepetaklak olur. 

Tek kollu judocu tek kolla şampiyon oldu. Bizi hep eksik, tek kollu gören dünyanın başat güçlerine karşı vereceğimiz bir mücadelede şampiyon olmamız hayal değil. Yeter ki üretmeyi merkeze alalım ve boş durmayı fikren ve fiilen hayatımızdan çıkaralım. 

28 Mayıs 2020 Net Haber Yazım

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir