Kış Mevsiminde Mülteciler

Dünkü kış düşüncelerine bugün başka bir pencereden bakalım. Suriyeli mültecilerin bu soğuk mevsim karşısındaki tepkileri nasıl oluyor acaba? Suriye daha güneyde olduğu kış mevsimini bizimkine göre daha hafif bir şekilde atlatıyorlardı her şey yolundayken. Şimdi mecbur kaldıkları bu göçün neticesinde karşılaştıkları açlık, yokluk, yoksulluğa bir de soğuk eklendi. Tarık bin Ziyad’ın sözlerine takla attırırsak eğer; arkalarında karakış gibi bir düşman, önlerinde ise düşman gibi bir karakış var. Allah yardımcıları olsun.

Cüda kelimesini İstiklal Marşımızdan biliyoruz. Ayrılmış anlamına geliyor. Vatanından ayrı düşmüş binlerce-yüzbinlerce insan için kış kapıda. Konteyner kentlerde, derme çatma mekânlarda geçecek kaçıncı kış, sonuncu değil gibi görünüyor. Ülkelerindeki savaş bitse dahi dönüp dönmeyecekleri meçhul. Savaş uzadıkça Türkiye’ye daha fazla alışacak ve yerleşecekler. Bir gün savaş bitince dahi geri dönmeyecekler. Dünya tarihi benzeri durumlara çok defalar sahne olmuştur.

Vatandan ayrılmayı en iyi Türk Milleti bilir. Dedelerimizin bu toprakları yurt edinmelerinin bin yıllık bir geçmişi olsa da konuşacağınız hiç kimse aynı yerde bin yıldır mukim olduğunu iddia edemez. Herkesin geçmişinde bir göç ve bu göçün belki savaş belki açlık belki de başka bir sebepten kaynaklanan bir hikâyesi vardır. 93 Harbi diye bilinen 1877-78 yıllarındaki Osmanlı-Rus savaşından kaçıp da Anadolu’ya sığınanların torunları hala anlatırlar bu muhacirlik hikâyelerini. Balkan savaşlarından sonra başlayan göçler daha dün diyebileceğimiz tarihlere kadar sürmüştür. Daha sonra yaşanan dünya savaşı da Kurtuluş Savaşı da birçok göçlere sebep olmuştur. Bu yüzdendir ki Türk milleti vatandan ayrılmayı da bilir, vatandan ayrılanın halini de anlar. Suriye’de savaş olduğunda bu savaşın mağdurlarına kendi soydaşları kapılarını kapatırken onları kabul edenin Türkiye olması, bu mağdurlara nefret söylemiyle değil üzüntüyle yaklaşılması başka nasıl izah edilir ki?

Bu mevsimin kışa dönmesiyle birlikte en fazla sıkıntıyı çekeceklerin başında bu mülteciler geliyor. Vatanlarından ayrı kalan bu insanlar, kendi toplumdaki durumlarını memleketlerinde bırakarak gittikleri yerlerin toplumlarının en alt tabakalarını oluşturdular bir anda. Dolayısı ile yokluktan, yoksulluktan en fazla etkilenecek olan da yine bunlar olacaktır. Zaman geçtikçe ve geriye dönüş ümidi kalmadıkça daha fazla yerleşecekler, düşük ücretlerle çalışacaklar, suç işleyecekler, suç istatistikleri içerisinden önemli bir yer tutacaklar sonra yavaş yavaş değişik katmanlarda yer bulacaklar kendilerine. 93 Harbi muhacirlerinin torunları gibi bir gün gelecek bugünkü Suriyeli mültecilerin torunları da dedelerinin çektikleri bu sıkıntıları anlatacaklar. Fakat bugün mevsim kış. Yollarda, konteyner kentlerde ya da çadırlarda. Milyonlarca mülteci kış şartlarıyla karşı karşıya. Yetişkinler neyse de, çocuklar biraz üşüyecek.

Author: mehmet
Mehmet Zeki Dinçarslan