Memduh Atalay‘ın Kırık Ayna‘sı bir romandan ziyade şiirlere sığmamış bir ruh halinin kabararak başka formlara dökülmüş halidir desem daha uygun olacak gibi düşünüyorum. Hüsnü Cemal, güzel huylu, güzel düşünceli bir insandır. Eşrafın büyüklerinden, davanın önde giden neferlerindendir. Teşkilatçıdır. Düşüncelidir. Müslüman adamdır. Türk oğlu Türk’tür. Ansızın bir gün inzivaya gideriş gibi çıkar gider ardında bir iz bırakarak. O izde neler vardır neler. Tüm bir çocukluk, gençlik vardır. O gençliğin hayalleri, idealleri, ülküleri vardır. O ülkülerin oluşması için okunanlar, düşünülenler vardır. Şiirler vardır, romanlar vardır. Uykusuz geceler, dostlarla paylaşılan kalbi duygulara vardır. Vardır da vardır. Arkadaşları o izlerin peşinden dolaşır, Hüsnü Cemal’i bulmaya çalışırlar. Önemli olan bulmak mı aramak mıdır acaba? Bunu zaman gösterecek.
Memduh Atalay, milliyetçi ve muhafazakâr düşüncenin oluşumuna katkısı olan hemen her şeyden bahsederek meydana getirmiş bu eseri. Düşünürler de var bu kitapta şiirler de var. Devletini, milletini, dinini seven herkesin kalbine dokunacak duygular ve düşünceler var. Yunus var, Mevlana var, Hacı Bektaş var. Toprak var, gökyüzü var, Anadolu var, Orta Asya var. 225 sayfanın içerisinde dinmemiş bir fırtına var.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi hocalarından Memduh Atalay’ın kaleme aldığı bu eser Bilge Kültür Sanat tarafından basılmış. Anlatımda kişilerin bazen karıştığını gördüm, bunu da hatalar hanesine ekleyeyim.
